Bir ülkenin değerleri, elbette yer üstü, yer altı servetleri, akarsuları, orman varlığı gibi hususlardır. Fakat tüm bunların önünde gelen ve ilk sırayı işgal eden '0' ülkenin yetişmiş insan varlığıdır. Mevcut insan varlığına ve insanlarımızın gerekli şekilde yetişmesine gayret gösterilmez ise, ülkenin ilerlemesi mümkün değildir. Özellikle bir dönemden sonra başlayan, ülkemizin yönetiminde görev alan yetişmiş personeli toplu halde değiştirme ve tenzili rütbe ile tayin etme furyası başlamış ve hala devam etmektedir. Bırakın Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkeyi, gelişmiş olan ülkelerde bile, yetişmiş insan yüzdesi çok düşük seviyededir. ABD'de yapılan bir istatistikte, değişik kademelerdeki bu tip kritik personelin % 2 veya 3 civarında olduğu tespit edilmiştir. Değiştirdiğiniz elemanların yerine, bir başkasını istihdam edebilirsiniz. Fakat bu elemanın '0' makam için ne derecede ehil olduğunu bilmeniz mümkün değildir. Özellikle bürokraside sık sık değişiklikler yaptığınız takdirde, devlet işlerinde duraksamalar veya aksamalar ortaya çıkacaktır. Bunun önüne geçmek mümkün değildir. ABD'de iktidar değişiklikleri ile birlikte 300 milyonun üzerinde olan bu ülkede değişecek bürokrat sayısı 2000 civarındadır. Esas olan şudur ki, karar merciinin iktidar olması nedeniyle, bürokratlar rutin işleri yapmakla yükümlüdür. Bu bakımdan onların karar verme durumları olmadığına göre, iktidarların değişmesine paralel olmasına bağlı olarak değişen uygulamadaki değişiklerde payları olmayacaktır. Particiliğin belirli bir seviyenin altına indirilmemesi, ülkenin çıkarına değil, bilakis zararına olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu bakımdan ülkemizde her dönemde, büyük bürokrat kıyımları yapılmış ve bunlardan hep ülke zararlı çıkmıştır. Özellikle bizim gibi herkesin, her şey talip olduğu ve yapabileceğine inandığı ülkede, bu durumlara çok tesadüf edilmektedir. Elbette, devlet hizmeti ortada kalmaz, kaplumbağa hızında da olsa yürür. İstenilen odur ki, tüm işler jet hızında yürüsün. Bürokrasideki bu yavaş işleyiş zaman kaybını ortaya koyduğu gibi, büyük maddi kayıplara da neden olmaktadır. Bütün bunların sonunda, birçok kazalar ve maddi kayıplar ortaya çıkmakla birlikte ve buna sebep olan bürokratlar belli iken, istifa yoluna gidilmemesi ise çok garip durum olarak ortaya çıkmaktadır. Her olayda bir mazeret üretilmekte ve birçok bürokrat layık olmadıkları halde korunmaktadır. Bunun sonucunda ise aynı hatalar hep tekerrür etmektedir.
Ülkemizde de, Batılı demokrasilerde olduğu şekilde bir demokrasi canı gönülden istenmeli ve olmalıdır. Özellikle belirli bir konuda emek vererek '0' konuda uzman haline gelmiş olan insanların yerlerinden oynatılması, bilim ve birikime değer verilmemesi ise savrularak yok edilen değerlerimiz arasında yer almaktadır. Bu tip değişiklikler de gelişmemiş ülkelerde veya gelişmekte olan ülkelerde fazlaca olmaktadır. Bir ülkede her insanın yeteneklerine uygun olarak işler bulunmamaktadır. Burada en önemli aksaklık ise, birinin yerine liyakati olmayan diğerinin kullanılmasıdır. İşte işin en önemli noktası buradadır. Yetenekli ve liyakatli elemanlar; insanların yeteneklerine göre nerede ve nasıl kullanılacağını da bilir. Başarının temeli de burada yatar. Çok fazla değil, 1000 civarındaki bürokratın yeteneklerine göre yerleştirilmesi ile ülkemizin kısa sürede kalkınarak Batı seviyesine ulaşması işten bile değildir. Lütfen tabii kaynaklar bakımından çok fakir olmasına rağmen gelişmiş ülke konumundaki ülkelerin bu serüvenlerinin incelenmesinden çok dersler alınabilir. Selamlarımla.