n

n
n 21 Mart 2013 Nevruz Bayramı’nın Türkiye görüntüleri; özellikle Diyarbakır’daki kutlama (meydan okuma) görüntüleri, tarihi görüntüler olarak yorumlandı. Bilinçli bir şekilde Türkiye bu görüntülere ısındırılıyor. Yüzlerce sözde PKK bayraklarının ve yüzlerce teröristbaşı Apo posterlerinin açıldığı Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında bir tane bile Türk Bayrağı açılmadı. Türk Bayrağı, PKK’yı ve yandaşlarını rahatsız etmektedir. Çünkü Türk Bayrağı rengini, şehitlerimizin asil kanının renginden almıştır. Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları olaysızdı, olay çıkması da gerekmiyordu. Herkese her şey serbestti. Alan memnun, satan memnun gibiydi.
n
n
n
n PKK terör örgütü 21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da adeta bir zafer bayramı kutladı. 15 Ağustos 1984’te başlayan son Kürt isyanı 21 Mart 2013 günü Diyarbakır’da adeta zaferini ilan etti. Bu süreci savunanlar diyebilir ki, bu barışın zaferidir. Ben de bayrağımıza kanının rengini, ay yıldızına yüreğinin aydınlığını veren bir şehit yakını olarak diyorum ki, hayır bu barışın değil, terörün zaferiydi. PKK terör örgütü resmen zafer bayramını ilan etti. O fotoğrafa bakarken kendi kendimizi kandırmayalım. Maalesef o tarihi fotoğrafta şehitlerimize ihanet var. Bunca şehidi niye verdiğimizi hatırlayan var mı? Bu sürece gelene kadar verdiğimiz şehitleri ne uğruna verdik? Ben bir şehit kardeşi olarak bunu soruyorum. Bunu bütün Türk milleti de sormalıdır. Bunu sormadığımız için şimdi bu haldeyiz. Barış karşıtı olan, barış olmasın, analar ağlasın isteyen biz değiliz, şehit yakınları değil. Barış istemeyen, bu ülkede elinde silahla dağa çıkan polisimize, askerimize kamu görevlimize sivil vatandaşımıza pusu kuran kurşun sıkandır. Barışın adı teslim olmaksa, barışa teslim olacak olan kim, bu açıklanmalıdır. Bunca polisimizi, bunca askerimizi, bunca sivil vatandaşımızı kim şehit etti? Sözüm ona Diyarbakır da Apo’nun barış mesajı okundu. Bakın Kandil’deki PKK yöneticisi Murat Karayılan karşılık olarak hangi mesajı verdi. İşte o konuşma:
n
n
n
n “Ama biz her koşulda savaş istemiyoruz. Eğer egemen devletler hazır ise, biz de barışçıl yollarla Kürdistan ı özgürleştirmeye hazırız. Herkes bilmeli ki, PKK savaşa da barışa da hazırdır. Bu temelde, önder Apo nun başlattığı süreci kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz.”
n
n
n
n Şimdi biz Türkçeyi de mi unuttuk ki, bu sözlerin hangi manaya geldiğini görmezden gelerek bu sürece barış süreci diyoruz. Bu süreç Bağımsız Büyük Kürdistan Devleti ni şekillendirme ve kurma sürecidir. Hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin egemenlik sınırları içerisinde bir de başkent ilan ederek!
n
n
n
n Özetle belirmek istiyorum, barışın adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde ülkenin ve milletin bölünmesini hızlandıracak Kürdistan eyaletine evet demekse, Türk Bayrağı nı gönderinden indirip yerine başka bir bayrak asmaksa, bu şehitlerimizi yeniden öldürmektir. Böyle bir durumda şehitlerimizin kanı hiç kimseye helal değildir.
n
n
n