n Yeni Şafak Gazetesi
n
n Haber Müdürü
n
n sevgili kardeşim
n
n Hüseyin Likoğlu,
n
n dün sabah
n
n Abi gördün mü haberi?
n
n dediğinde
n
n öğrendim
n
n dinlenenler
n
n listesinde
n
n adımın yer aldığını...
n
n Listenin başında
n
n AK Parti İl Başkanı
n
n Fuat Köktaş var,
n
n ikinci sırada da
n
n emekliliğini isteyen
n
n Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri
n
n Kenan Şara...
n
n İl Özel İdare den 2,
n
n Vergi Dairesi nden 1, Çarşamba ve Atakum Belediyesi nden
n
n 2 bürokrat...
n
n Listede üç de emniyet
n
n mensubu
n
n yer alıyor...
n
n Star Gazetesi nin haberine göre,
n
n aslında Samsun da dinlenen
n
n sayısı bin kişiymiş ama
n
n nedense 16 sının adı basına yansımıştı...
n
n Başkalarını az buçuk kestiriyor,
n
n ama benim niçin dinlenebileceğimi
n
n biliyordum...
n
n Kurulabilecek tuzaklara da
n
n hazırlıklıydım...
n
n Her şeyimi didik didik
n
n araştırdıklarını da
n
n öğrenmiştim...
n
n Gülmeyin ama bilgi alabilmek
n
n için falcı bile
n
n göndermişlerdi bana...
n
n Uzatmayalım, sonunda Galip Öztürk e
n
n kurulan kumpasın
n
n içine isimleri
n
n karıştırıp,
n
n beni dahil etmişlerdi...
n
n İddianamenin
n
n Cumhuriyet Savcısı
n
n tanıdık bir isim, Muammer Akkaş tı...
n
n Allah şaşırtacak ya!..
n
n Bunlar yazdıkları iddianameyi
n
n bile okuma gereği duymamışlardı...
n
n Benim ilk adım,
n
n dedemin adı olan Mehmet tir. Resmi belgeler
n
n dışında hiç kullanmam ve beni çok yakın tanıyanlar dahi,
n
n Mehmet adını bilmez...
n
n İki kişi telefonla görüşüyor. Bu kişilerden
n
n birinin adı Mehmet. Bu kişi, Serkan adlı biriyle
n
n görüşürken,
n
n borsa işlemlerinden söz ediyor. Mehmet, bu sırada
n
n Uzun, patronun yanında diyor. Bu tapenin
n
n altına polis not düşüyor: Bu kişi, Mehmet Necdet Uzun dur
n
n İstanbul da kendimi Mehmet diye tanıttım diyelim. Peki, Mehmet, nasıl oluyor da Uzun, patronun yanında
n
n diyebiliyor?..
n
n Zahmet edip,
n
n yazdıklarını bile bir kere
n
n daha okumamışlardı...
n
n Seslerin
n
n gerçekte kime ait olduğunun
n
n analizini yapmayı bir yana bırakın,
n
n bir kere dahi dinleme
n
n gereği duymamışlardı...
n
n Yoksa ne Adnanlar
n
n ne de Mehmetler
n
n birbirine karışacaktı...
n
n Mepet ten aldığım
n
n 6 bin lotu da
n
n suçmuş gibi
n
n göstermeye kalkıştılar...
n
n Bazı cahiller,
n
n bir lotu milyon sanıp,
n
n 6 milyon lira param
n
n olduğunu
n
n bile iddia etmişlerdi...
n
n Oysa bütün kazancım,
n
n bin 200 liradan ibaretti...
n
n Belgeler ortada
n
n isteyene verebilirim...
n
n O iddianameden birini çıkarıp,
n
n beni monte ettikleri
n
n gün gibi ortadaydı....
n
n Çünkü, silinen kişinin
n
n avukatının
n
n adı sayfada kalmıştı:
n
n Müdafii: Yeşim Varoğlu,
n
n Oysa bu isimde bir avukatı
n
n tanımıyordum. Benim avukatım,
n
n Serdar Ölmez di...
n
n Allah şaşırtacak ya!..
n
n İçi boş iddianameden
n
n bir şey çıkmayacağını
n
n biliyorlar ve o yüzden de
n
n itibarsızlaştırma
n
n operasyonunun
n
n düğmesine basmışlardı...
n
n Galip Öztürk için
n
n yaygın gazetelerde
n
n yazılmayan
n
n kalmamıştı. Dün Merhamet Madalyalı
n
n diye manşet atanlar,
n
n Galip Öztürk ü,
n
n bir insan canavarı
n
n yapmışlardı...
n
n Samsun da da İl Özel İdaresi nden iş verdikleri
n
n birtakım insanlara
n
n beni karalatmaya
n
n çalıştılar. O dergi ve gazetelerin
n
n baskı yerinin İl Özel İdaresi ne
n
n sürekli iş yapan bir matbaa olması,
n
n yine bu yayın organlarının sahip ve yöneticilerinin
n
n bu kurumla akçeli işleri
n
n bulunması; tesadüf sözcüğüyle ifade edilebilir miydi?..
n
n Akılları sıra, bizleri
n
n sindirerek,
n
n İl Özel İdaresi ndeki
n
n iddiaları sümen altı
n
n edeceklerdi...
n
n Belgeler elden ele
n
n dolaşırken, bir sihirli
n
n el dokunmayın
n
n diyordu sanki...
n
n Dokunulmadı belki ama
n
n hiç kimse de
n
n kumpasçıyı
n
n savunamadı...
n
n Aradan 15 gün geçmişti...
n
n İstanbul dan arayan
n
n bir polis memuru, İddianamede adınız geçiyor. İfade için
n
n Samsun Emniyet Müdürlüğü ne gidebilir misiniz? Gideceğiniz
n
n günü size bildireceğiz? dedi. Üç-dört gün geçti. İstanbul dan
n
n telefonla arandım ve Emniyet e ifadeye gittim...
n
n Polis 4 soru sormuştu...
n
n 1 ve 2 numaralı sorular,
n
n Bu kişileri tanıyor musunuz?
n
n olmuştu. Galip Öztürk ü
n
n tanımayan mı vardı sanki...
n
n Bu isimlerden biri
n
n hariç, diğerlerini hiç
n
n görmemiştim...
n
n 3. soru Bu telefonlar size mi ait
n
n oldu.
n
n 4. soru da ise isimlerin karıştırıldığı
n
n bir tape vardı...
n
n Sesleri dinleseler,
n
n gerçek ortaya çıkacaktı...
n
n O gün Emniyet teki
n
n arkadaşlar dahi
n
n Seni torbanın içine atmışlar dedi...
n
n Beni asıl şaşırtan konu ise
n
n iddianamenin 31. sırasında
n
n sanık olarak yer alan birinin
n
n ifadesinin, iddianame mahkemeye
n
n teslim edilmeden 15 gün
n
n önce alınmasıydı...
n
n Tezgahı kuranların
n
n kimler olduğunu
n
n adım gibi biliyordum...
n
n İstanbul da kimlerle temas
n
n kurduklarını da...
n
n Hatta bunu İl Özel İdaresi nin
n
n kaynaklarından beslenen
n
n kumpasçının has adamına da
n
n açık açık anlatmıştım...
n
n Operasyonun ikinci planında,
n
n durumdan vazife çıkarmak
n
n isteyenler devreye girmişti...
n
n Bu ilişkiler yumağında
n
n yan yana gelmesi
n
n mümkün olmayan
n
n insanları görünce,
n
n Bu kadar da değil
n
n diyerek kafamı yormamıştım...
n
n Ancak yanılmışım...
n
n Şeytanca bir kurgu
n
n vardı...
n
n Günler sonra vicdanı sızlayan
n
n biri, ona yaptığım davranıştan
n
n duygulanmış, bana karşı yapılan planı
n
n itiraf etmişti...
n
n Ekmeğime ve aşıma
n
n yönelmişlerdi...
n
n Böylelerinde
n
n zerre kadar
n
n Allah korkusu
n
n yoktu...
n
n İl Özel İdaresi nin kaynaklarını
n
n Yağma Hasan ın böreği gibi
n
n dağıtan ve gerçeklerin ortaya
n
n çıkmaması için
n
n bana kumpas kuran
n
n o zavallı,
n
n namuslu bürokratların da
n
n başını yakmak
n
n istemişti...
n
n Onları korkutarak,
n
n kendini
n
n koruma zırhının
n
n içine aldı...
n
n Hiçbir parti de
n
n bu olayın
n
n üzerine
n
n gidemedi...
n
n Sadece bir iki gazeteci yazdı hepsi bu...
n
n Artık, millet de devlet de
n
n her şeyin farkında...
n
n Dinlenenler arasında
n
n adımın geçmesini
n
n gocunmak bir yana
n
n göğsüme takılmış
n
n bir madalya olarak görüyorum...
n
n Karanlık köşelerde
n
n uğursuz planlarıyla
n
n tüyü bitmemiş yetim
n
n hakkına göz dikenlere
n
n karşı haysiyet savaşı
n
n veren gazetecinin
n
n göğsüne adeta bir Ayetelkürsi gibi
n
n takılmış şeref madalyası...
n
n Ben o madalyayla
n
n Samsun sokaklarında
n
n ömrümün
n
n sonuna dek
n
n başı dik
n
n gururla gezeceğim...
n
n Onlar ne yapacak?..
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n