Aşağı yukarı 20 yıldan fazla süre içinde, hep sözde Ermeni soykırımı üzerinde yazıyorum. Bir sefer seri halinde (10'dan fazla makale) Ermenilerin tarih içindeki yerlerinden, Anadolu'daki varlıklarından başlayarak bugüne kadar olan durumu yazmama rağmen, bunun hiç faydası olduğunu görmedim ve hala aynı yerde durduğumuz ortaya çıkmaktadır. Bugün 29 kadar ülke sözde Ermeni soykırımını, gerçekten olmuş gibi algılayarak parlamentolarında kabul etmiş bulunmaktadır. Tüm bunlar ne kadar önemlidir. Bir taraftan baktığınız zaman bunları bir önemi yok gibi görülmektedir. Fakat bu yola niçin gidilmektedir. 1948 yılında kabul edilen 'Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi' daha önceki soykırımları içine almamaktadır. Bunun yanında soykırım ile ilgili konuların veya suçların olayın geçtiği ülke sınırları içindeki 'Ceza Mahkemeleri' veya 'Uluslararası Ceza Mahkemesi' tarafından değerlendirme gereği ortadadır. Tüm bu hukuki durumlar ortada iken, Almanya ve diğer devletlerin böyle bir durumu, parlamentolarına getirerek oylamaları tamamen işgüzarlıktan öte, hukuktan yoksun olma ve bilgisizlikten kaynaklandığı gibi, bilerek de yapılabilir. Bunun arkasında Türkiye'yi uluslararası düzeyde köşeye sıkıştırarak, TBMM'de, bu soykırımı kabul ettirmeye yönelik bir taktik olabilir. Bunun dışında hiçbir yolla, sözde Ermeni soykırımını kuvveden fiiliyata çıkarmak mümkün değildir. Bunu tüm dünya bilmektedir. Bunun yanında bu durumları Almanya çok iyi bilmektedir. Dünyanın gözü önünde milyonlarca Musevi'yi katlettiklerini inkar edememişler ve İkinci Dünya Savaşı biteli 72 sene olmasına rağmen; hala tazminat ödemektedirler. Şahsi olarak ben, kandırılmış ve yalanın narkotik etkisinde olan tüm dünya ülkelerinin parlamentolarından böyle bir oylamayı beklemekle birlikte; Almanya'dan beklemezdim. Batıda, Müslüman ülkeler veya onların durumu olunca, çifte standart her zaman gündeme gelir. Alman Parlamentosu'ndaki oylamada, Sayın Bettina Kudla'nın ret oyu kullanması şayanı takdir bir durumdur. Kendilerini erkek zanneden (buraya küfür yazmamak için kendimi zor tutuyorum ve okurlarımdan utanıyorum) 11 Türk asıllı milletvekilinin kabul oyları ise, şayanı şerdir. Cahilliklerinden ve yaptıkları hareketten utanmaları gerekir.
Almanya'daki Musevilerin katli ile; Osmanlı Devleti'nde, 1915 yılındaki olaylar birbirinden çok farklıdır. 1948 yılında kabul edilen soykırım sözleşmesinde; 'Soykırım: bir devletin veya milletin sistemli olarak, diğer bir milleti veya azınlığı yok etme faaliyetleri' olarak tarif edilmektedir. Bu tariften yola çıkacak olur isek, 93 Harbi (1877-1878)'inde Rusya'nın kışkırtması ile silahlanan Ermenilere karşı bu Osmanlı halkının spontan bir karşı koyma hareketidir. Kaldı ki, bu olaylarda Osmanlı Devleti, Ermenilerin yanında olmuştur. Rus istatistiklerine göre Ermeniler tarafından öldürülen Müslüman nüfusu, öldürülen Ermenilerden çok fazladır. Ayrıca, Ermenilerin meskûn olarak bulundukları illerdeki nüfusları 650 bin kadardır. Bu burada yaşayan Müslüman halkın % 12 kadardır. Ben hala, bu 650 bin Ermeni'den 1,5 milyon kişinin nasıl öldürüldüğünü anlayamadım. Allah'a şükürler olsun, ilkokulu bitirdim ve bu kadar hesaplamayı yapacak kadar matematik bilgim var. Yalnız, durumun bu hale gelmesinde Türk hükümetlerinin çok büyük hataları vardır. Ramazanınızı kutlar, sağlık ve afiyetler dilerim . Saygılarımla.