9. Ordu Kıtaatı Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'dan yola çıkışı nasıl saptırılıyorsa; Havza yolculuğu da öylesine mesnetsiz ve belgesiz saptırılıyor, Samsun'da yolu değiştirilen Osmanlı Paşası, Kavak'ta da otuzlu yaşlarında bir sivilin korumasına veriliyor. Ortada tıpkı yol değiştirmesinde olduğu gibi hiçbir belge yok, sadece bir anlatı var. O anlatı da o kitaptan bu kitaba ve de değişerek nakledilen bir anlatı.

Anlatan Kavak eşrafından Akoğlu Yusuf Ağa'nın kardeşi Akoğlu Aziz Bey. Zamanın Samsun Halk Kütüphanesi Müdürü Âlim Altaylı Beye anlatıyor, Âlim Altaylı da 1967'de yayınlanan 'Samsun Tarihi' adlı kitapçığına alıyor. Anlatıya göre Mustafa Kemal Paşa Kavak'ta verdiği bir iki saatlik molada ahalinin ileri gelenleriyle görüşür. Aziz Efendi bu görüşme sırasında kahve getirmektedir, konuşmaları da duyduğu kadarıyla aktarır. Atatürk sohbet ettiği kişilerin genel ahvalden özellikle de Rum çetecilerden yakınması üzerine 'Ben başınıza geçsem, ne dersiniz?' diye sorar, oradakiler de hep birlikte 'çok sevineceklerini' söyler. Akoğlu Aziz'in anlattığına göre 'Atatürk'ün bu cevaptan hoşlandığını sezen bir genç ayağa kalkar ve (Şu andan itibaren emrinizdeyim Paşam) der.'

O genç Canbulatoğlu Ekrem Beydir. Ekrem Bey, Kavak'ın Karlı Köyü'nden bir Çerkez beyidir. Adı PTT Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı 'Kurtuluş Savaşı'nda PTT' kitabında 'Postacı Ekrem' diye geçer. Samsun-Niksar, Samsun-Amasya postalarına muhafızlık yapmaktadır. Atatürk'ün Samsun'a çıkışından kısa bir süre sonra 22 Temmuz 1919'da Niksar'a giderken Rumların pususuna düşer ve çatışmada hayatını kaybeder. Nurlar içinde yatsın.

Birileri 'Şu andan itibaren emrinizdeyim' diyen o genç insana ondan sonra müthiş bir tarihi misyon yüklemekte, kimileri Kavak'tan Havza'ya, kimileri de Samsun'dan Havza'ya kadar Atatürk ve beraberindekilerin yol güvenliğini onun ve adamlarının sağladığını öne sürmektedir. Adamlarının sayısı da 200 atlıdan 400 atlıya değişmekte hatta kimi internet sitelerinde 800'e kadar çıkarılmaktadır. O tarihten epey sonra Tekalif-i Milliye(Ulusal yükümlülükler) emirleri çerçevesinde Kavak'tan orduya intikal eden hayvan sayısı bellidir ve bırakınız atı, katırı, eşeği dahil toplamı bu ilk rakamdan bile epey geridedir.

O yolu, Mustafa Kemal Paşa ile beraber geçenler ve kendisini Havza'da karşılayanlardan bazılarının hatıraları yayınlanmıştır, hiçbirisinde Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Havza'ya gelen sivil muhafızlardan ve dolayısıyla Canpulatoğlu Ekrem Beyden bahsedilmez. Çünkü böyle bir şey yoktur.

Ekrem Beyin cesaretini veya bölgede Rum çetelere karşı verdiği belirtilen mücadeleyi anlatmak başka, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının yolculuğunu yalanlara yanlışlara kurban etmek başkadır. Birinciye kimse itiraz edemez ama ikinciye bu kentteki herkesin itiraz hakkı vardır hatta bu hak olmaktan öte bir görevdir.

Yolun başlangıç noktasının Unkapanı Yokuşuna kaydırıldığını öğrendiğimde; Büyükşehir Belediyesi'nin bu konudaki çalışma grubu içinde yer alan bir dostuma, 'Üniversite hocalarından, Milli Mücadele tarihinin gerçek uzmanların yazılı görüş almadan adım atmayın lütfen, yoksa tarih sizi yargılar' dedim.

Son sözüm Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'a: 'Sayın Başkan son derece anlamlı bir projeyi birtakım yalanlar ve yanlışlara kurban vermeyiniz lütfen. Yolunuz doğru, değiştirmeyiniz. Rehberinizin bilgisi yetersiz, aktardıkları yanlış; lütfen itibar etmeyiniz. Ve lütfen doğru projeye monte edilen son yanlışları da ayıklayınız.'