Yapay zeka kavramı 2000'li yılların başında ülkemizde konuşulmaya başlayan bir kavram olsa da söz konusu kavramın gündelik yaşamda konuşulmaya başlanması son 3-4 yıla tekabül etmektedir.

Yapay zeka gündeme geldiği o günden bu yana en çok karşılaşılan soru da hiç kuşkusuz 'yapay zeka insanlığın sonunu getirecek mi' oldu. Bu soruya şahsi olarak verebileceğim cevap 'hayır'dır.

Yapay zeka kavramında en son olarak gelinen noktada yapay zekaya anahtar kelimeleri veriyorsunuz ve size o anahtar kelimelerde yola çıkarak düzgün bir metin çıkarıyor. Kendi başına hareket etme kabiliyeti olan araçlarda ise durum biraz değişikliğe uğradı. Önceden sensörler yerin üzerinde yer alıyor idi. Benzer şekilde aracın her tarafına yerleştirilen alıcılar sayesinde çözünürlüğü yüksek fotoğraflar sayesinde araç belirlenen rotaya doğru seyahat edebiliyor idi. Şimdi tüm bu durumun yerin altına indiğini düşünün. Bir sonraki seviyede ise araçların birbirleri arasında haberleştiğini düşünelim.

Nesnelerin interneti kavramı ile beraber düşündüğümüz zaman durum daha da komplike hale gelebiliyor. Artık araçlar kendi aralarında haberleşecek, hatta araçlar yetkili servisleri ile de haberleşecek duruma gelecekler.

Yapay zekadan korkmalı mıyız? Bence hayır. Televizyonun ilk hayatımıza girdiği zaman nasıl ki TV izlemeyi zamanla öğrendiysek yapay zeka ile de yaşamayı öğreneceğiz. Eskiden TV'de tüm yayınlar bitip ekran karlanmaya başlayınca TV'nin kapatıyor idik. Zamanla yayınlanan programlar arasında bizim zevk ve tercihlerimize hitap eden programları izlemeyi öğrendiysek şimdi de aynı şey yapay zeka ve hayatımıza getirecekleri açısından geçerli.

Unutulmaması gereken bir gerçek var. Yapay zeka bir insan ürünü. Yapay zekadan korkmak yanlış. Yapay zeka ile beraber yaşamayı öğrenmemiz ve onu doğru şekilde kontrol ediyor olmamız önemli.