15 Temmuz demokrasi şehitlerinin ruhu şad olsun. Atalarının tarihini yeniden yazdılar. Ne mutlu onlara ki demokrasiyle yükselen milletlerine iç ve dış mihrakların taarruzunu etkisiz kıldılar! Ancak inanıyorum ki onlara olan minnet borcumuzu demokrasiyi geliştirerek ödeyebiliriz. Demokrasi hürriyetler rejimidir diyenleri çok gördük; özgürlük, demokrasi, sulh-barış sözlerini dilinden düşürmeyerek yalnızca kendi düşüncelerine esir olanlara da çok şahit olduk. Onlar öyle yapınca da demokrasimizi geliştiremedik. Uzlaşma kültürü adına çok yazdım, söyledim. Muhalefetin hizmet adına eleştiri yapmasını, yol açıcı olmasını istedim hep ama olmadı. İhtiraslar, hırslar demokrat olmaya engel oldu. Hep ben söylemleri öne çıktı; ben yapacağım, ben olacağım… Hırs sözleri halkın beynini dağladı hep. Demokrasi tarihi bencilce söylemlerle dopdolu. Darbecilerin de dilinde 'demokrasiyi inşa etmek' 'kaybolan devlet otoritesini tesis etmek' 'yurta sulh cihanda sulh' … gibi sözler var ama millet oyunu hiçe sayıp zorla yöneteceğim demiyorlar mı?
Demokrat olma konusunu yeniden ele almamız lazım. Halkın nabzını tutabilmek için sivil toplum kuruluşlarını sürekli dinlemek lazım. Onların da daha iyi seslerini duyurabilmeleri için doğal yapıları içinde dayanışma içine girmeleri ve sürekli yöreleriyle ilgili düşünce üretimi yapmaları lazım. Ünye İkizce Çaybaşı Akkuş Sivil Toplumun Sesi Platformu (ÜNİÇAP) üyesi oda, sendika, dernek… mensuplarını dayanışma örneği göstermelerinden dolayı yürekten kutluyorum. Hepsi bugün meydanlarda demokrasi nöbetinde. Onların bu platformunun bütün ülkeye örnek olmasını diliyorum.
Gelin canlar bir olalım. Demokrasiye sahip çıkmakla kalmayalım. Onu geliştirmek için kulağa hoş gelen darbecilerin de kullandığı sözler sarf etmekle yetinmek yerine; halkın sesini sivil toplum dayanışmalarını teşvik ederek daha iyi duyalım. Böyle olunca darbe sözü akla bile gelemez. Kimse darbecilerden yana bir tutum ve tavır alamaz çünkü. Siyasi parti liderleri darbe karşısındaki birlik ruhunu bu doğrultuda da göstermelidir. Gösterebilenlere ne mutlu!
Bugün medyada adı darbe yanlısı olarak sunulan isimleri duydukça içim acıyor. Aydın olanın hele hele üniversite mensubu olanların bu duruma düşmelerini içime sindiremiyorum. Demokrasi işletilemedi üniversitelerde. Senin yakının benim yakınım anlayışı ile mütedeyyinlik maskesine sığınanlara sempati gösterme politikası yüzünden çoğunluğun oyunu alanlar atanmadı. Sayın Abdullah Gül gibi demokrat bir devlet adamı bile bilemiyorum hangi etkiyle ülkemizin göz bebeği Gazi Üniversitesi'ne 5.sıradaki adayı atadı. Bugün o Rektör gözaltında, yazık değil miydi geçen dört seneye?
Demokrasi umudu olarak muhalefet liderliğine soyunanların da medyaya düşen söylemleri yazık ki darbecilerin söylemleriyle örtüştürülüyor ve ağızdan ağıza bütün ülkeye yayılıyor. Ben beklerdim ki onlar da Sayın Abdullah Gül gibi geçmişteki atama yanlışlarına rağmen medyaya çıkıp demokrasi adına heyecanlı açıklamalar yapsın! Bu yönüyle gündem olsun, demokrasinin heyecanlı savunucusu olarak meydan meydan dolaşıp nutuk söylesinler(!)
Demokrasiyi ÜNİÇAP benzeri sivil toplum dayanışmalarından halkın sesini iyi duyarak geliştirecek siyasetçilere ihtiyacımız var. O siyasetçilerin ortaya çıkması, milletin en önemli arzusu, kiminle konuşsam böyle diyor. Demokrasiyi geliştirmek için elele…Yaşasın demokrasi!