'Düşünmek, hünerli bir biçimde intikam almaktır.'
Rumen asıllı düşünür E.M.Cıoran,II.Dünya Savaşı öncesinde aldığı bir bursla Fransa'ya yerleşmiş ve akademik çalışmalarını ömrünün sonuna kadar orada sürdürmüştür.
Tarihi, birtakım atlıların ya da zırhlıların halkları çiğneyerek ilerlemesi olarak tanımlarken, insanların, ütopyalarının başlangıçtaki çıkış zemininden gitgide uzaklaştığını belirtmiştir.
Eserlerini anadilinde yazmamasını eleştiren –muhtemelen geçmişte birlikte siyasal mücadele vermiş oldukları-bir dostuna yazdığı mektupta; çocukluğunun bir manzarası için bütün manzaraları feda edebileceğini; fakat, artık bir düşmanının ölümünü temenni etme gücünün kalmadığını, bu durumdaki insanların da uslu çocukluk içine yuvarlanıp hoşgörülü liberal biri olduklarını, bir Tibet metnine atıfta bulunarak 'Vatan, çölde bir konaklama yeridir sadece.'diyecektir.
20.yy ütopyasını uygulamaya koymak, geleneklerine göre ayarlamak, insanileştirmek, serbestleştirmek ve dünyaya önermek işini Batı'nın, Doğu'ya bırakmasını eleştirmiş, bu durumu, Batı'nın aydınlanmacı geleneğine aykırı bulmuştur.Çünkü, sonunda, şu işadamları,bakkallar, dalavereciler dışında Batı 'nın elinde bir şey de kalmamış,bu tutarsızlık, bütün isyanların ve sapkınlıkların nedeni olmuştur. Her biri kendi tarzında imparatorluklar yaratmış Batı ,şimdi fetihlerinin utancıyla yaşamaktadır!..
Sovyetler Birliği, bu boşluğu değerlendirmiş, insanlığın en güzel ütopyasını kendi emperyalist egemenliği için kullanmıştır. Çünkü, tarihte 'Rusya asla vasat mutsuzluklarla yetinmemiştir, gelecekte de bu böyle olacaktır.'
Doğu Avrupa toplumlarının en büyük hatasının da, halkların daha güzel bir dünya düşünü mahvetmiş olması; Batı burjuvazisinin ise bu durumu da kendi adaletsizliklere dayalı kötü sistemini devam ettirmek için bir araç olarak kullanmasıdır.Yoksa, bugünkü yönetimleri ve Trump'ı nasıl açık açıklayabilirdik?..
Yine de,'ütopyasız yaşam',soluk alınmaz hale geliyor,der… İçinde bulunduğumuz duruma sonsuza dek tahammül edilemeyecek, yığınlara yeni bir sayıklama lazım!..
