Varlık Fonu zenginlere özgüdür. Bu nedenle petrol zengini Arap ülkeleri ile cari fazlası olan ülkelerde yaygındır. Kuveyt, Çin Halk Cumhuriyeti ve Norveç ilk akla gelen ülkelerdir.Varlık fonu kurulabilmesi için her şeyden önce bütçe fazlası olan bir varlık ya da kamu elinde oluşmuş bir gelir fazlalığının olması gerekiyor.

Varlık fonları iki şekilde kurulabiliyor.Birincisi petrol ve doğalgaz gibi bir veya birden fazla emtiaya dayalı fonlar. Yani petrol zengini körfez ülkelerinin kurdukları fonlar bu grupta yer alıyor. Bu fonların kaynağını ihraç edilen petrolden sağlanan gelirler oluşturmaktadır. Petrol gelirlerinden oluşan bütçe fazlalarının bu fonlar aracılığı ile gelecek kuşaklara aktarılması amaçlamaktadır. Bazı körfez ülkelerinde bu fonlar aracılığı ile her doğan çocuğun hesabına 30 bin dolar para aktarıldığı bilinmektedir.

Bir de petrol ve doğalgaz gibi emtiaya dayalı olmayan fonlar var. Bunlar ihracat gelirlerinin ithalat giderlerinden fazla olan (dış ticaret fazlaları) kısımları ile ya da emeklilik fonlarında biriken paralarla oluşturulmaktadır. Bu tür fonların en önemli örnekleri Çin Halk Cumhuriyeti ile Güney Kore gibi ülkelerde görülmektedir.

Türkiye'nin petrol, doğalgaz gibi bir emtiayı ihraç ederek elde ettiği gelirleriyle oluşturabileceği bir bütçe fazlası olmadığı gibi cari fazlası veya fazla veren bir kamu emeklilik sistemi de maalesef yok. Tam tersine Türkiye, son dönemlerde azaltmış olsa da bütçe açığı ve cari açık veren, kamu emeklilik sisteminin açığını da bütçeden karşılayan bir ülke. İşte burada, nereden çıktı bu olmayan varlığın Varlık Fonu sorusuna cevap aramamız gerekiyor.

Türkiye'deki Varlık Fonu'nun kaynağı, 50 milyon TL kuruluş sermayesi ile birlikte kar eden ve fona devredilen Ziraat Bankası, Halkbank, THY, BITAŞ, PTT, ETİ Maden, Çaykur ve BİST'in hazineye ait hisselerinin yanında hazinenin TÜRKSAT'taki bir kısım hisselerinden oluşacak. Bu iş bir anlamda sağ cebimizden alıp sol cebimize koymaya benziyor. Büyük projelerin finansmanında yabancı ortak bulmada önemli bir kaynak olacak.

Son zamanlarda düşürülen kredi notu ile döviz kurlarındaki baskı sonucu ülkemizin böyle bir karar alması zorunlu hale gelmişti. Bu konu, meşhur bir kağıt oyununda bir tarafın karşı tarafa elinde olmayan sayıyı söyleyerek seni batırırım blöfüne karşılık, muhatap tarafında blöfünü gördüm diyerek ona rest çekmesine benziyor. Sonuç olarak; Varlık Fonu iyi yönetilir ve denetlenirse ülkemiz için hayırlı olacağı düşüncesindeyim.