Yazımıza azizi şehitlerimize Allah'tan rahmet dileyerek başlıyoruz.

Vatanımızı Allah'ın emanet mülkü olarak görürüz. Biz, bu mülkün bekçileriyiz. Bunun içindir ki vatan için ölmek demek, Allah için ölmek demektir.

Bunu böyle anlayan merhum Akif, şehitler için şöyle haykırmıştır:

'EY ŞEHİD OĞLU ŞEHİD, İSTEME BENDEN MAKBER,

SANA AĞUŞUNU AÇMIŞ DURUYOR PEYGAMBER!'

Aziz şehitlerimize tekraren yüce Allah'tan rahmet , geride bıraktıklarına sabırlar diliyoruz.

İster terör ister başka konularla ilgili olsun, fark etmez bütün günahları, bize göre hazırlanıp formatlanmış şeytana yüklemekten büyük zevk alırız.

Ebu Cehil'e küfrederek Müslüman olacağımıza inanıyoruz. Bunun için de var gücümüzle amigoları taklit ediyoruz.

Bu durum, toplumumuzun olduğu kadar tüm İslam aleminin hastalığa ve bağımlılığa dönüşmüş alışkanlığıdır.

Her taşın altında İsrail'i, Avrupa'yı yada Amerika'yı bulup yalnız onlara lanet okuyarak hem düşmanımızın düşmanlığını artırıyor ve hem de yapılması gereken şeyi yapmaksızın vakit öldürüyoruz.

Oysa asıl yapmamız gereken şey, düşmanlarımızın düşmanlığını azaltmak, dostlarımızın dostluğunu artırmak ve yapılması gerekenleri acilen yapmaktır.

Dünyada siyasette, ekonomide, kültürde ve diğer alanlarda 'biz' olmak istiyorsak medeniyetimizden kaynaklanan değerlerimizin oluşturduğu doğrularımızla hareket etmek zorundayız.

Siyasette ikbal sevdalılarının amigoluğu bir atımlık barut kadar ancak seçimden seçime gider. Böyleleri hala düğün- bayram havasında. Birilerinin üzerinden çıkar kotarma sevdasında. Bunlar can derdinde değil, et derdinde olan modern unvanlı, masa başlı kasaplar. Bu kasaplara çok dikkat etmenin gereğine inanıyoruz. Çünkü bunlar profesyonel politik çıkarcı kasaplardır.

Bu kasaplar, en çok Ebu Cehil'e ve şeytana lanet okuyup Peygamber(sav)'i sevmeyenlerdir. Saf olanlar da bunların gerçek dost olduklarına inanırlar. Çünkü bunlar 'kraldan çok kralcıdırlar'.

Evet, yalnız Ebu Cehil'e ve şeytana lanet okuyanlara dikkat! Selam ve sevgi ile.