Yılların ne çabuk geçtiğinin açıkça farkına varıldığı zamanlardan biridir bayramlar. Aile, akraba, eş, dost buluşmalarının en güzel mazereti olan bayramlarda, anılar tekrardan tazelenir. Bu tazelenme aslında insanın ne kadar eskidiğinin de en büyük kanıtıdır. Bu kanıtın en güzel yani insan yaşamına tekrardan baktığında; aslında ne kadar çok anı biriktirdiğini fark eder. Bu kadar yoldan nasıl geçilmiş, ne badireler atlatılmış, aşılmış, buralara kadar ne zaman gelinmiş? Tüm bunları kendimize büyük bir şaşkınlık ile sorarız. İllaki o meşhur söz söylenir bu hatıraların peşine, ''Nerede o eski bayramlar'' eksilerek ya da artarak sen neredeysen orada o eski bayramlar…

Zaman, bir anı başka bir an ile karşılaştırmaya başladığımız anda ortaya çıkan algıdır. Bu sebeple zamanın ne kadar hızlı ya da yavaş aktığı, bizlerin hangi zamanlarımızı kıyasladığımız ile ilgili bir durumdur. Bu karşılaştırmaların en iyi yapıldığı zamanlardan biri de bayram zamanlarıdır. Çocukken olayların gözümüze ne kadar farklı göründüğünü o zaman anlayabiliriz. Akrabaların bizi her gördüğünde ne kadar büyüdüğümüz hakkında uzun uzun konuşmaları, bizlere hep gereksiz gelirken, zaman ve doğal olarak yaş ilerledikçe aslında ''Ne kadar büyümüş'' derken neler neler anlatmaya çalıştıklarını anlarız. Zamanın hızlı ilerlediği algısı yaş ilerledikçe daha fazla hissedilen ve doğal olarak sürekli söz edilen bir durumdur.

Günümüzde özellikle yoğun iş tempoları sebebiyle bayramlar tamamen bir tatil fırsatı olarak görülmeye başlandı. Geniş aile toplantıları, yerini çekirdek aile tipi bayramlara bıraktı. Herkesin kendine göre haklı sebepleriyle görüşmeler, ziyaretler iptal ediliyor ya da erteleniyor. Zaman böyle hızlı akıp giderken; aslında en tehlikeli şey yapılıyor; Ertelemek!

Hayat kısa ve dünya çok hızlı dönüyor. Ertelemediğiniz ve hiç ertelenmeyeceğiniz bir bayram geçirmeniz dileğimle, iyi bayramlar…