İnsanoğlu verdikçe zenginleşir. Kendine sakladıklarını zamanla yitirir. Oysa verdiklerin her zaman senindir.
Millet olarak en önemli hasletlerimizden olan yardımlaşma, dayanışma duygusu yüzünü bize bayramlarda daha çok gösterir. Etrafımızdaki insanların birbirlerini anlamaları, dinlemeleri hepimize büyük bir sinerji kazandırır. Bu yüzden bayram günlerinde her zamankinden daha çok mutluluğu yaşarım. Somut olarak bir şeylerin paylaşıldığını görmek ne kadar da güzel bir şey. Kurban Bayramı'nın apayrı bir yeri vardır. Kesilen kurbanlar ister zengin olsun isterse de fakir paylaşılır. Yardımlaşma ruhu, kendini hissettirir. Biriktirmek, üstüste koymak farklı bir şey. Yardımlaşmak hele de Kurban Bayramı'nda yapılan ibadetlerden olarak kesilen kurban etlerini fakirlere, yoksullara, kimsesizlere dağıtmak; paylaşma duygusunun insanın vicdanında kök salıp filizlenmesine sebep olur.
Etrafımızda olanları bilmek, iyi bir gözlemci olmak, bazı şeylerin farkına varmak bize çoğu zaman sorumluluk yükler. İnsan olduğumuzu hatırlarız. Lafla değil eylemle birinin elinden tutarız. Bizi insan kılan en önemli tinsel hasretlerimizi hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. Merhametin, dayanışmanın, birbirimizi anlamanın ve sevmenin yaşandığı kutsal bayram günlerini doya doya yaşamalıyız. Bize düşen sorumluluk her neyse, onu yerine getirmeliyiz. Hayatın amacı, yaşamı birbirimiz için kolaylaştırmaktır. Bu sebepten insan katkıda bulunmayı bıraktığı an ölmeye başlar.
Bu kutsal bayram günlerinde; Hz Muhammed'in "En mükemmel insan ,başkalarına en çok yararı dokunan insandır." sözü yolumuzu aydınlatmalıdır.