Yazının başlığının bir kısmı, dostumuz Kenan Çelik'e aittir.

Öğle namazında Büyük Cami'de karşılaştığımız Kenan Çelik dostumuzla halleşirken bendeniz 'Müslümanlar Cumhuriyet'in en rahat dönemini yaşamaktadırlar. Ancak hizmet noktasında bu rahatlığı değerlendiremediklerini düşünüyorum' deyince; Kenan Çelik dostumuz da, ' Hocam aynı zamanda en sorunlu zamanları' şeklinde bir ilave etmiştir.

Cumhuriyet döneminin hiçbir iktidarında Müslümanlar bu kadar serbestlik görmedi. İstedikleri kıyafetleri giydiler ve yine istedikleri eğitimi aldılar. Ama bu serbestliğin gereğini yerine getirmediler, getiremediler.

'En sorumlu dönemleri ' derken de iktidarı yani AK Parti'nin yönetimini kastettik.

Müslüman ve milliyetçi kimlikli kesim Tanzimat'tan beri hiçbir şekilde bu kadar iktidar egemeni olmadı.

Tanzimat'tan beri padişahın ayrı başlığına paralel olarak, bürokrasi ayrı bir ayak olagelmiştir. Oysa bu iktidar, aynı başa aynı ayakları monte edebilecek kadar insan kaynağına sahipti. Gücü vardı. Olmadı, olamadı. Devleti bir cemaat tutsak aldı ya da ettirildi.

Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti için 16 yıllık bir sevda demiştir. Biz de hayır 16 yıllık değil 160 yıllık sevdadır dedik. Bunu değerlendiriliş gerekçemizin tanığı tarihtir. Omzumuzda 160 yıllık sorumluluk vardır. Bu nedenledir ki bu iktidar mutlaka başarmak zorundadır. Başarmaya mahkumdur.

Daha açık ifade edelim:

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bu parti bir dava partisidir. Ama politikadan para kazanmakla övünenlerin oluşturduğu bir parti olmamalıdır. Bunun emareleri yer yer görülmektedir. Geçmiş zamanda bazı arkadaşlarımızın bir bakanımızı ziyaretleri sırasında , 'davadan' söz edene karşı bakanımız ziyaretçilerin huzurunda, 'ne davası arkadaşlar. Dava mava yoktur, biz bir partiyiz ' demekten sıkılmamıştır.

Bunun örnekleri o kadar çok ki… Selam ve sevgi ile…