Cumhuriyetin doksan dördüncü yıldönümü dolayısıyla kaleme aldığımız dünkü yazımızda 'Cumhuriyet nedir?' diye sormuş ve kendi sorumuzu yine kendimiz 1923'ten 1940'a rakamlarla yanıtlamaya çalışmıştık. O rakamların ortaya koyduğu şuydu: Cumhuriyet eğitim ve öğretimdi, yoldu, ulaşımdı, üretimdi. Gerçi henüz kalkınma rakamlarını vermemiştik ama erbabınca bilinir ve alemce de bilinmeli ki o yılların Cumhuriyeti bir daha kolay yakalanamayan bir kalkınmadır.

On yıl süren yıpratıcı, yok edici bir savaştan çıkmış yorgun ve yoksul bir milletin 1929-30 dünya ekonomik bunalımına, onu aşkın ayrılıkçı isyana rağmen sağladığı bir kalkınmadır o. 1923-1938 arası büyümemiz ondan sonra bir daha yakalanamamış, bırakınız yakalanmayı hedeflenmemiş/hedeflenememiş bir büyümedir, %7,3'tür. Unutulmasın ki bu arada bir taraftan Osmanlı'dan kalan Duyun-u Umumiye borçlarının taksitleri ödenmekte, diğer taraftan da yabancıların elindeki imtiyazlı işletmeler millileştirilmektedir. Cumhuriyet atılımdır, Cumhuriyet kalkınmadır.

Banka vardır Anadolu'da Osmanlıdan kalma ama biri hariç hiçbiri Türkün değildir, elindir. Merkez Bankası yetkisine sahip Osmanlı Bankası bile yabancınındır, Fransız-İngiliz sermayesidir. Adı Osmanlıdır ama dili Fransızcadır, kayıtlarını Fransızca tutar, Osmanlı maliye nazırlığı(bakanlığı) ile de Fransızca yazışır. Efendi kim memur kim karışmıştır. Bir de o bankada Türk müdürü bırakınız memur bile yoktur. Müslüman Türke layık görülen görev hizmetçiliktir, bekçiliktir. Kendi vatanımızda kendi insanımızı soyan, sömüren sermayeye bekçilik! Önce Türkçe kayıt tutmaya, devletle Türkçe yazışmaya başlar, sonra da Türk memur ve müdür çalıştırmaya, kendiliğinden değil elbet, zorla, devletin kararlılığı karşısında çaresiz boyun eğerek. İmtiyazı 1930'da kaldırılır ve biz kendi merkez bankamıza 1933'te Cumhuriyetle birlikte kavuşuruz.

Bir tek Merkez Bankası değildir 'Cumhuriyet'in kurduğu, kurdurduğu, şimdilerde bir kısmı tasfiye edilmiş bir kısmı da ya toptan ya da büyük oranda yabancılara satılmış olan bankalar, İş Bankası, Sanayi Maadin Bankası, Sümerbank, Etibank, Emlak Kredi Bankası, Denizcilik Bankası, İller Bankası ve Vakıflar Bankası da Cumhuriyetin armağanlarıdır. Bunlara özel bankaları da ilave edersek, Cumhuriyet milli bankacılıktır da diyebiliriz rahatlıkla.

Sadece banka değildir Cumhuriyet aynı zamanda hem üretiminin artırılması hem de emeğin sömürülmemesi için ardı ardına kurulmuş kooperatiflerdir. Fiskobirlik'tir, Tariş'tir, Çukobirlik, Gülbirlik, Trakyabirlik, Marmarabirlik 'tir, kısacası 13 birlik, 416 kooperatif, 731 bin ortaktır.

Cumhuriyet sanayinin ve sermayenin yerlileşmesi, millileşmesi yani Türkleşmesi ve Müslümanlaşmasıdır hepsinden daha önemli olarak. Gerçi İttihat Terakki ve özellikle de Kara Kemal'le başlar Müslüman Türkün kendi toprağında kendisinin patronu olması süreci ama asıl 'Cumhuriyet'te gelişir. Cumhuriyet, Müslüman Türkün sanayi ve ekonomide söz sahibi oluşudur. Uzundur bu konu, yerimiz doldu, rakamları da kısmet olursa yarın verelim.(Devam edecek.)