Hayatın herkese yüklediği sorumluluklar ve mecburiyetler farklı farklıdır. Herkes kendi kapasitesine göre sinerji yaratır. Bazen oluşturulan dostluklar, arkadaşlıklar uzun soluklu olmaz. Bazen de uzun soluklu olur. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Çaba gerekiyor, özveri gerekiyor. Ben hiçbir katkı yapmayayım . İyi ilişkiler sürsün. Böyle bir dünya yoktur.

İnsanların yarış atı gibi bir hedefe koşmaları kendi yaratılış kanununa da ters bir durumdur. İnsanın okumaya, çalışmaya, kendine zaman ayırmaya ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. Hayat denen bu koşuşturmada insanın umduğunu bulamaması, hayal kırıklığına uğraması; biraz da göreceli bir durumdur. Kişiye göre değişir.

"El Oldu Bana " adlı şiirimde :

Zaman gelip geçti

Durmadan koştum

Yaşadığım günler

Dün oldu bana

Umudum tükendi

Yollar daraldı

Peşinden koşmaktan

Gücüm kalmadı

Aynalara baktım

Gülen gözlerim

Dermansız dizlerim

Yük oldu bana

Gönül pınarlarım

Kurudu bir bir

Dost zannettiklerim

El oldu bana...

Dostluklar, umutlar, insanın biyolojik vücudu yaşlansa da ; yok olmuyor. Zihinsel enerjisi hükmünü sürdürdüğü sürece , insanın ömrü ne olursa olsun hayata bağlılığı azalmıyor. Vefasızlığına rağmen çarpan yüreğinde sevgiyi ve merhameti yine de insan fazlasıyla taşıyor ve gösteriyor...