Gençliğimizde ağabeylerimiz politikayı iki yada çok yüzlülük olarak nitelendirir ve siyasi çalışmalarda, 'politika' yerine 'siyaset' kelimesini kullanırlardı.

Oysa siyaset, köken itibariyle Arapça, politika ise Latince idi.

İlginçtir ki, ilerleyen yıllarda yerdiğimiz insanları kendimiz gibi yapamadık ama, evrimleşerek onlar gibi olduk.

Belirtelim ki, yine ilerleyen yıllarda Müslüman aydın ve politikacılar çağı tanımlayacak bir politik anlayış geliştirememişlerdir. Bu ayıp, geleceğin tarihçileri tarafından insanlığa nasıl aktarılacağını bilmiyoruz

Peki, halkımız nasıl değerlendiriyor?

Bu konuda halkımızın bir kısmı olumlu düşündüğü gibi bir kısmı da olumsuz değerlendirmelerde bulunmaktadır.

2003 yılında yayımlanmış ' Politikada Toplam Kalite Yönetimi' adlı kitabımız için yapmış olduğumuz anket çalışmalarında politika için aşağıdaki olumsuz ifadeler kullanılmıştır.

' Politika , yalan konuşma sanatıdır. Politika para, koltuk ve makamdır.

Yalan-dolanla halkı kandırmaktır. Üçkağıtçılık, ikiyüzlülüktür.

Kitabını şeytanın yazdığı akıl almaz bir kurum. Yalan/ güzel yalan söylemek/ çok yüzlülük.

Tanımı kalmadı. Fazla konuşma sanatı.

Kendi çıkarlarını daha kolay ve zahmetsizce gerçekleştirme işi. Kaypaklık.

Hortumlatma / Adam kayırma /Halkı tanımama.

Ya hava atmak yada zengin olmak için seçilmektir. Dün dündür, bugün bugündür.

İyi insanların elinde hizmet aracı, seviyesiz insanların elinde çok büyük bir güç, her an patlayabilir'

Galiba da en son tanım, en uygun tanım. Politika denilince VATANDAŞIMIZIN AKLINA GELENLERDİR bunlar.

Dünkü yazımızda da vatandaşlarımızın olumlu yaklaşımlarına işaret etmiştik.

Politikanın vatandaşlarımızın kafasında ve gönlünde şekillenmesi, politikacıların davranışlarına göredir. Bunu olumluyacak olanlar da şüphesiz politikacılardır. Selam ve sevgi ile…