Umut, yalnız fakirin ekmeği mi?

Hayır, tüm insanlığın ekmeği.

Bizler umut dağımızın eteklerine sevda tohumlarını ekmişiz.

Sevdamızı yola, ağaca, yaprağa, minarelere ve çocuklarımızın başlıklarına yazmışız.

Çocuklarımızın isimleri bile bu sevdalarımızı hatırlatmıştır.

Umut dağımızın eteklerine serptiğimiz sevda tohumlarımız çimlenmiş, yeryüzüne yeşillikleriyle boy göstermişlerdir.

Özenle yetiştirdik sevda çiçeklerimizi.

Yaban elinin değmesini istememişiz.

Namahrem eli değmesin diye surlar içine almışız.

Korumak için yapmışız bu surları.

Çok mu koruyucu olmuşuz yoksa?

İstiyorduk ki, sevda çiçeklerimiz umut dağımızın eteklerinden yukarıya, ta tepesine kadar yayılsın. Renk renk çiçeklerimiz her tarafı boyasın.

Tam da bu sırada beklenmeyen küresel ısınma ile karşı karşıya kalmışız.

Kar yağmıştır umut dağımızın tepesine. Eteklerine kadar inen kar, sevda çiçeklerimizi dondurmuştur.

Mevsimsiz mi çiçeklerimizi tepeye kadar çıkarmışız?.

Hesabımızı yanlış mı yapmışız?

Evdeki hesabımızı çarşınınkine uyduramamış mıyız yoksa?

Nerede yanlış yapmışız acaba?Derken umut dağımız karlandı.

Ama fecr-i sadıktan sonra doğacak güneşimiz vardır.

Umut dağındaki kar, güneşin karşısında ne kadar dayanır ki?

Yeter ki, umut dağımız yerinde dursun, kaymasın, lavlarla erimesin.

Sevda çiçeklerimizin tohumları ve kökleri bizde. Yeniden eker, yeniden yetiştiririz.

Umut Dağı'nın sakinleri: Merak etmeyin.

Selam ve sevgi ile…[email protected]