Denilir ki, Hocası sebepsiz yere ona vurmuştu.

Me'mun;

'Neden bana vurdun?' diye sordu.

Hocası 'sus' dedi.

Me'mun tekrar sordu:

'Neden bana vurdun?

Hocası yine, 'sus' dedi.

Yirmi yıl sonra Me'mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve 'Bana niye sebepsiz yere vurmuştun?' diye sordu.

Hocası tebessüm ederek:

' Onu hala unutmadın mı? ' dedi.

Halife Me'mun; ' Vallahi asla unutmadım ' dedi.

Hocası, tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi: 'Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha, kimseye zulmetme. Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen ateştir!!!'

Zulüm, herhangi bir şeyi yerinin dışına koymaktır. Yani başkasının hakkında tasarruf ederek haddi aşmaktır. Zülüm kelimesi zülmetten yani karanlıktan gelmedir.

Kavram olarak, bir kimsenin meşru hakkına tamamen veya kısmen tecavüzde bulunmak demektir.

Zülüm İslam'a göre haramdır ve Kuranı Kerimin ifadesi ile zalim Allah'ın yardım etmediği kimsedir.

Bu konuda Kuranı Kerim'deki yasakların yanında Peygamberimiz (SAV) zulmü şiddetle yasaklamıştır.

Örneğin; bir Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuşlardır: Allah muhakkak zalime mühlet verir. Verir de onu yakaladığı zaman bir daha salıvermez ' uyurduktan sonra şu mealdeki ayeti okudu:

' Rabbinin yakalayışı – (ahalisi) zulmeder halde bulunan memleketleri yakaladığı zaman- işte böyle olur. Süphesiz ki, Onun çarpması (cezası) pek acıklıdır, pek çetindir.'

Zulüm de zalim de asla unutulmaz. Bunun için de mesleğimiz ne olursa olsun ve ne yapar yaparız zulümden uzak durmalıyız. Selam ve sevgi ile…[email protected]