Pazarlama anlatılır iken geleneksel olarak her zaman 4P'den bahsedilir. 4P İngilizce baş harflerinin kısaltmasıdır. Birinci P; Product(Ürün): Ürün denilince hemen herkesin aklına somut şeyler akılına gelmekle birlikte pazarlana bakış açısı ile ürün mallar, hizmetler ve fikirlerden oluşur. Ürünün marka haline gelmesi, etiketlenmesi, ambalajlanması gibi değişkenler incelenir. İkinci P Price (Fiyat): Fiyat değişkeni altında ise bir ürünün hangi fiyata satılacağı, ürün fiyat tespit edilir iken hangi amacın güdüldüğü, strateji ve politikaların neler olduğu ve indirim söz konusu olup olmayacağı incelenir.

Üçüncü P olan Promotion (tutundurma) bileşeni altında ise markanın hedef kitlesi ile iletişim kurma şekilleri ele alınır. Kişisel satış, satış geliştirme, doğrudan pazarlama, reklam ve halkla ilişkiler bu karmanın elemanlarıdır. Burada püf nokta hedef kitle ile doğru iletişim kurabilmektir. Bunun içim karmanın tüm elemanları doğru mesajı vermekle mükelleftir. Benzer şekilde reklam çalışmalarında hedef kitleye verilen mesaj ile satış geliştirme faaliyetlerinde verilen mesajlar birbiri ile çelişmemeli tam tersine birbirini desteklemelidir. Bu yüzden bu çabaların yeknesak şekilde ifade edilmesi gerekir. Dördüncü P Place (dağıtım): Dağıtımda ise bir ürünün üretim öncesi aşamasından başlayarak satış sonrası aşamaları da kapsayacak şekilde hedef kitleye sunulmasıdır. Geleneksel dağıtım kanalında bir ürün üretilir, toptancıya satılır. Toptancı belirli bir kar marjı koyar ve ürünü perakendeciye satar. Tüketici de ürünü perakendeciden satın alır. İnternetin ekonomik sistemde yerinin ve ağırlığının artması ile beraber birçok toptancı artık yok. İşletmeler ürünlerini ya kendi fabrika satış mağazaları kurarak ya da kendilerine ait internet sitelerinden/sosyal medya kanallarından satışa sunuyorlar.

Ülkemizde hala 4P'yi hala hakkı ile uygulamayan/uygulamayan işletme sayısı bir hayli fazla. Dünya ise yeni 4C'yi konuşuyor.

Peki nedir 4C?

  • Ortak yaratım (co-creation): Dijital ekonomide ürün geliştirmede yeni stratejinin adı co-creation yani ortak yaratım. İşletmeler artık bir ürün geliştirmesi yaparken hedef kitlesini de sürecin içerisine dahil ediyorlar. Ürün geliştirme sürecine müşterinin dahil olması ile beraber geliştirilen yeni ürünün başarısı artıyor. Ortak yaratım sayesinde müşterilere ürünleri uyarlama ve kişiselleştirme olanağı verir. Bu sayede hem müşteri tatmin olur, hem de yaratılan değer maksimuma ulaşmış olur.
  • Döviz kuru: Dijitalleşme ile birlikte artık işletmeler tüketicilerin istediği ürünleri üretmede daha başarılım oluyorlar. Örneğin bir tüketici bir araba siparişi verdiğini düşünelim. Arabanın ön koltuklarından birisi siyah diğeri beyaz olsun. Arka koltukları ise yeşil olsun. Normal üretim bandında siparişin yerine getirilmesi ve fiyatlandırılması çok zor ya da zaman alıyor. Oysa robotların ya da nesnelerin internetini konuştuğumuz bu dönemde fiyatlandırma artık anlık fiyatlandırma modeline döndü. Bu yüzden de ürünlerin fiyatları döviz kurları gibi bir alçalıyor bir yükseliyor.
  • Topluluğun harekete geçmesi/Ortak hareket etme (communal activcation): Dijital ekonomi ile beraber kanal yapısı da değişti. Artık paylaşım esaslı bir kanal yapısı söz konusu. Uber bunun en tipik örneği. Uber gibi girişimler kendilerine değil diğer müşterilere ait olan ürünlere kolay erişim olanağı veriyorlar.
  • Sohbet (conversation): Dijital ekonominin en önemli argümanlarından birisi sosyal medya oldu. Sosyal medya ile müşteriler deneyimlerini paylaşıyorlar. TripAdvisor gibi derecelendirme siteleri sayesinde satın alıp almama kararlarını veriyorlar.

İşletmelerimizin bu yeni karmayı ve elemanlarını iyi anlaması ve bu doğrultuda strateji geliştirmeleri gerekiyor.