Geçen hafta son yazımızda Neyzen Tevfik'in İkinci Abdülhamit'in dili ile yazdığı bir şiirinden söz etmiştik. Hemen daha o gün değerli okuyucu dostlarımdan gelen mesajlarla şiirin açıklanması istenmiştir.

Bir haftadır sıla-i rahim için gittiğimiz köyümüzden ve yaylamızdan döndük. Ama bu arada gazetemizin başyazarı muhterem Ali Yılmaz Ergen'i hastanede bulduk. Hamdolsun, kanaması durmuş ve tedavisi devam etmektedir. Biz dua ediyoruz, siz değerli okuyucu kardeşlerimizin de dua etmenizi istiyoruz.

Yine acı bir kaybımız da mücadele adamı muhterem Süleyman Arif Emre olmuştur. O'na da Fatiha okuyarak yazımıza başlamak istiyoruz.

Neyzen Tevfik-İkinci Abdülhamit kavgasını hepimiz biliriz. Örneğin; 1905 yılında şair Eşref'in Mısır'da çıkardığı DECCAL gazetesinde Neyzen'in, Abdülhamit'in ağzından bir hicvi yayınlanmış ve bu yüzden de idama mahkûm edilmiştir. Ancak meşrutiyetin ilanıyla affa uğrayarak vatana dönmüştür.

İşte Neyzen'in idam kararına neden olan şiiri:

'ABDÜLHAMİT'İN AĞZINDAN BİR NUTK-İ HÜMÂYÜN (Padişah İkinci Abdülhamit'in ağzından bir nutuk, söylev, hitabe)

Kal'a-i asar-ı zulme verdim istihkam-ı tam(Yıllarca zulme tam destek verdim)

Ettim istibdat ile tarihe ibkaay-ı nam.(tarihe zulmüm ile adımı yazdım)

Öyle tarsin eyledim olsa cihan zir-ü zeber (öyle kuvvetli yaptım ki, dünya altüst olsa)

Attığım üss-i mezalim haşredek eyler devam.(attığım zulüm temeli kıyamete kadar devam eder.)

Ben o celladım vatanda açtığım her yarenin(Ben öyle bir celladım ki, açtığım her yaranın)

İltihabı bir zaman etmez kabul-i iltiyam.(O onulmaz yara iyileşme kabul etmez)

Nerde Cengiz engizisyon, nerde Haccac-u Yezid,( Nerede Cengiz engizisyon, nerde Haccac-ı Zalim ve Yezid)Ve diğer tarihte zulümleriyle bilinenler herkesin malumu.

Nerde Tîmur-Hülagû, nerde ecdad-ı izam.(Bunlar bilinen isimler).

Nerdedir Şeddad-ı Nemrûd, nerdedir Ad-u Semûd, / Her cihetçe zaliman-i dehre ben oldum imam

Ben ölürsem mülk-ü millet bitmeden volkan gibi / Ka'rı lahdimden tüter eflaka dûd-i intikam!( Bu dizelerde de milletim bitmeden ölürsem mezarımdan intikam dumanları tüter.)

Okadar ezdim şu miskin milleti ki etmesin / Fasl-ı dava eylemekçün rûz-ı mahşerde kıyam!'

Bu kadar da değil, değil mi? Yazdıklarımızın ve konuştuklarımızın hesabı var, değil mi? Biz bunu niçin yazdık, onun da cevabını vereceğiz inşallah. Selam ve sevgi ile… [email protected]