Atalarımız, imkansızı bazen şöyle ifade etmişlerdir:

'Domuzdan post, gavurdan dost olmaz' diye…

Biz Müslümanlar, Müslüman olmayan toplumlar içinde kendimize en yakın din topluluğu olarak Hıristiyanları görürüz. Hatta soğuk savaş döneminde Rusya, Çin gibi komünist ülkeleri dinsiz, Amerika ve Avrupa gibi ülkeleri de en azından bir dine inanan kitap sahibi olarak kabul eder, içte ve dışta siyasal mücadelemizi onlardan yana yapardık.

Hatta nice hocalarımız da bu doğrultuda fetvalar verirlerdi. İşi daha da ileri taşıyan ABD ve bazı Avrupa ülkeleri bazen İslami çalışmalara umulmadık destek sağlayanları vardı.

Meğer bunlar kendi çıkarları içindi.

Soğuk Savaş sona erince de artık askeri tatbikatlarında düşman rengi olarak kızılı değil de yeşili seçtiklerini gördüğümüzde, 'eyvah!' dememizin bir anlamı kalmamıştı.

Ve bugünün Amerika'sı tanrılaştırmış olduğu çıkarlarının gölgesinde giderek Firavunlaşarak İslam dünyasının en büyük düşmanı olmaya aday durumundadır. ABD Büyükelçiliğini, Kudüs'e taşıma küstahlığını ve şovmenliğini unutmadık.

Bir buçuk milyar Müslüman'ı hiçe sayarak bir avuç İsrail'e İslam toprağını peşkeş çeken Amerika, bugün Güneydoğu Anadolu'da yapmak istediği şey Kudüs'te yaptığından farklı değildir.

Namusumuza, toprağımıza, birliğimize, bayrağımıza ve ezanımıza göz dikmiş sözde stratejik (!) dost (!), hayır, hayır stratejik düşman bir Amerika ile karşı karşıyayız.

Kuşatılıp çembere alınmaya çalışılan bir Türkiye'nin, 'çemberi yarma harekatına karşı' koyan şer ittifakının lideri Amerika, kendimizi savunmak için ne silah verir ve ne de başka yerden almamıza izin vermektedir.

Bu şu demektir: Kendini savunamazsın. Lafontene masallarındaki kurt kuzu hikayesine dönmüş bu iş. Her ne olursa olsun, bizi yiyeceğini ifade ediyor.

Türkiye, şimdiye kadar dostluğuna hiç ihanet etmemiştir. Sol devrimciler, Amerikan Altıncı Filosuna, 'EVİNE! EVİNE!' bağırdıkları zaman Müslümanlar karşı çıkmışlar ve hatta onların uğruna kanlarını akıtıp canlarını vermişlerdir. Artık o solcu gençlerden özür mü dileyeceğiz?

Ve ülkemizin 'BEKA' sorununu konuştuğumuz bugünlerde Amerika nerede durmaktadır? Göndermiş olduğu binlerce TIR askeri mühimmat kimlerin kanını dökmek içindir? Kimlerin analarını ağlatmak için kime niçin göndermektedir? Hangi gençlerin hayallerini gömmek için bu silahları göndermektedir? Hani, biz hep birlikte NATO ülkesiydik? Birimize yapılmış bir saldırı hepimize yapılmış kabul ediyorduk? Selam ve sevgi ile…