Emekli müzik öğretmeni Ahmet Remzi Erdoğan, kabak kemanenin yanık sesine olan ilgisini ilerleterek üretime dönüştürdü. Evinin bodrum katında imalata başlayan Erdoğan, önceden stok yaptığı kabaklarla kemane yapmaya başladı. Sanatını ilerleten Erdoğan, yaptığı kabak kemaneleri Avusturya ve Fransa başta olmak üzere yurt dışı ve yurt içinde satarak gelire çevirdi.1969 yılında kabak kemanenin yanık sesinin kendisinin ilgisini çektiğini ifade eden 70 yaşındaki Ahmet Remzi Erdoğan, 'Çok hoşuma giden bir enstrüman olduğu için yakın bir çevrede bulup almaya karar verdim. Eskiden beri bağlama çaldığım için el yatkınlığım var, bu enstrümanı çalmak istedim ama bulamadım. Ben emekli müzik öğretmeniyim ve 2001 yılında emekli oldum, ondan sonra boş zamanım oldu. Ben de Elazığ'a gittim ve burada konservatuvarda bu işi yapan arkadaş varmış, onunla iletişime geçtim. Birtakım malzemeler ve bilgiler alıp Ağın'a geldim. Şimdiye kadar 50'ye yakın kabak kemane yaptım. Şuan 3-4 adet sipariş var. Gerek yurt içinden, gerekse yurt dışından ve bilhassa Ağın'dan bayağı ilgi var. Geçen sene Fransa'dan geldiler. Şuanda da Avustralya'dan siparişim var' dedi.Su kabağının Ağın'da bol yetişen bir ürün olduğunu dile getiren Erdoğan, 'Uzun saplı olanları da var, biz onlara tol diyoruz. Uygun olanları aldıktan sonra kesiyoruz ve gerekli safhalardan geçirdikten sonra hazır hale getiriyorum. Şuanda kabakları toplamıyoruz. 3-4 senelik stoklar vardı, onları da kullandım. Artık çevrede kabak eken de yok. Bazı arkadaşlar yardımcı oluyor ve biz de bundan istifade ediyoruz. Kemaneleri daha önceden topladığım kabaklarla yapıyordum. Şuan elimde 3-5 tane kabak kaldı. Kabak güz mevsiminde olgunlaşıyor ve kurutuluyor, belli bir işlemden geçtikten sonra yapıma hazır vaziyete geliyor' diye konuştu.