Elazığ'da yaşayan Yeşim Alanoğlu (42), Serebral Palsi hastalığı ile dünyaya geldi. Ortopedik engelli olarak hayatını sürdüren Alanoğlu, hiçbir zaman hayata küsmeyerek yaşama sıkı sıkıya sarıldı. Hayata sürekli pozitif bakan Alanoğlu, bunu eğitim hayatına da yansıttı. İlk olarak çocuk gelişimi bölümünde ön lisans yapan Alanoğlu, Kovancılar ilçesinde Muratbağı İlkokulunda ücretli öğretmenlik yapmaya başladı. 13 yıldır öğretmenlik yapan Alanoğlu bu sırada yine boş durmadı ve sırasıyla adalet ve sosyal hizmetler bölümlerinden mezun oldu. Okuma azmi hiç bitmeyen Yeşim öğretmen, ön lisans yaptığı çocuk gelişimi bölümünü lisansa çevirerek devam ettirdi. Çocuk gelişimi bölümünde şuanda 4'üncü sınıfta olan Alanoğlu, aynı zamanda beslenme ve diyetitik bölümünde ise 3'üncü sınıfta. Hayatının büyük bölümünü okumaya adayan Yeşim öğretmen hem öğrencilerine hem de engellilere örnek oluyor."Öz güvenli biriydim"Ortopedik engelli olduğunu belirten Yeşim Alanoğlu, "Serebral Palsi hastalığım var. Yürüme bozukluğum var. İlk olarak çocuk gelişimi bölümü ön lisans mezunuyum. 13 Yıldır ücretli öğretmenlik yapıyorum. Arkasından ön lisans adalet ve arkasından Sosyal Hizmetler Bölümünden lisans yaptım. Beslenme ve Diyetitik Bölümünde ile çocuk gelişimi bölümü eğitimim halen devam ediyor. Beslenme ve Diyetitik Bölümünde 3'üncü sınıf öğrencisiyim. Çocuk gelişimin Bölümünde de 4'üncü sınıftayım" dedi.Engelini çok düşünen biri olmadığını aktaran Alanoğlu, "Öz güvenli biriydim. Ailem ve çevremde problem yapmadı. İçine kapanık bir birey değildim. Tam tersine aktif birisiydim. Sıkıntılarım oldu. Çünkü toplumumuz eskiden böyle şeyleri kabul edemiyordu. Çok yorumlar yapılıyordu. Bunla mücadele ettiklerim oldu. Bende buna müsaade etmedim ve hayatımı devam ediyorum. 13 yıldır öğretmenim. Okul öncesi ana sınıfında görevliyim" diye konuştu."Mücadele etmek gerekiyor"Engel durumunda özellikle çevresel olayları takmamak gerektiğini aktaran Alanoğlu, "İçine kapanmamak lazım. Mücadele etmek gerekiyor. Sosyal faaliyetlere katılmak gerekiyor. Bireyin önce kendine güvenmesi lazım. O güvendikten sonra arakası her türlü gelir. Bizlerin çevresel olarak öz güvenleri çok zayıf oluyor. İnsanların bakışı daha önemli oluyor. Engellilerin bunu aşmaları lazım. Aştıktan sonra eğitimlerine devam etmeleri lazım. Bir engelli araç kullandığı zaman nasıl araç kullanıyor diyorlar. Okula nasıl gidiyor diyorlar. Bunları takmamaları gerek. Ben yapamıyorum dememeli, yapacağım demesi gerek. 13 yıldır işimi severek yapıyorum. Bir şekilde çocuklar katkım olsun. Özellikle engelli öğrencilere sosyal faaliyetler bulunmayı seviyorum. Eğitimi devam ettirmek istiyorum" şeklinde konuştu.