Toplardamar yetmezliğini, "Vücudun uç tarafından tekrar kalbe oradan akciğere pompalanma üzere vücuttaki kirli kanı toplayan sisteme toplardamar sistemi diyoruz. Bunun içinde özellikle bacaklarda yer çekiminin aksine bir hareket olduğu için kapaklı bir sistem mevcut. Bu kapaklı sistem bozulmaya başlayınca yer çekiminin etkisiyle ayak bileklerinden itibaren kanın bir miktarının bacaklarda birikmesi ile oluşan bir hastalıktır" sözleriyle tanımlayan Medicana International Samsun Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Murat Küsdül risk faktörleriyle ilgiliyse şu bilgileri verdi: "Ayakta çalışan insanlar. Özellikle terzi, hemşire, doktor, trafik polisi. Hareketsiz uzun süre ayakta kalması gereken insanlarda daha çok görülür. Kadın cinsiyetinde daha çok görülür. Gebelik ayrıca bir risk faktörüdür. Sıcak hava diğer bir risk faktörüdür. Ana risk faktörleri olarak bunları sayabiliriz."Hastaların ilk başta hastalıklarını tam olarak kavrayamadığını belirten Küsdül teşhis ve tedaviyi anlatarak, "Genelde geliş şikayetleri bacaklarda şiddetli ağrı, anlam veremedikleri bir huzursuzluk, renk değişiklikleri, bacaklarda kaşıntı, ayaklarının altına yanma ve küçük küçük damarlanmalar şikayetleriyle gelirler. Ancak bizim hastalığı tam olarak tespit edebilmemiz için renkli doppler ultrason yaptırmamız gerekir. Bu doppler ultrasonda damarın normal çapından daha fazla genişleyip, genişlemediğini kanı taşıyan kapaklı sistemin gerektiği gibi çalışıp çalışmadığını radyoloji doktorları tarafından tespit edilip bize rapor halinde sunulup bizde bu raporlara göre kendimiz bir tedavi metodu seçeriz. Tedavi metodunu ikiye üçe ayırabiliriz. Bir medikal tedaviyle ilaç tedavisiyle gideriz. İki normal klasik varis ameliyatlarıyla bu sorunları çözmeye çalışırız. Ya da son 10 yılda bütün dünyada hızla ilerleyen vücutta hiçbir kesi yapmadan yapabileceğimiz lazer ameliyatları ya da embolizasyon ameliyatları olarak sınıflandırabiliriz. Ayrıca oluşabilecek kozmetik problemler de bir operasyonla çözümlenebilir" sözlerini kullandı. Opr. Dr. Murat Küsdül'ün tedavi ettiği hastalardan bu hastalıkla 2 kez mücadele eden Elifcan Oral (32) da deneyimlerini paylaştı. İlk olarak gebelik sırasında sol bacağında bu hastalığın görüldüğünü ve medikal tedavinin şikayetlerini azaltmada yardımcı olduğunu belirten Oral, 2,5 yıl sonra sağ bacağında da bu hastalığı yaşamasıyla embolizasyon yönteminde karar kıldıklarını belirtti. Küsdül tarafında uygulanan embolizasyon tedavisi ile sağ bacağındaki şikayetlerinin ortadan kalktığını ve eskisi gibi hissetmeye başladığını belirten Oral, daha önce yaşadığı ağrıdan ötürü otomobil bile kullanamazken operasyon sonrası eve hastaneden eve otomobilini kullanarak dönebildiğini belirtti. Tedavinin ertelenmesinin hayati olabileceğini belirten Oral, "Diğer bacağımda yaşadığım risk hayati bir risk olduğu için doğumdan sonra bunda da herhangi bir pıhtılaşma olursa diye çok korktum. Çünkü pıhtı bacakta kalmayıp akciğer veya beyne atabiliyor. Her zaman böyle şanslı olunmuyor. O zamanda bir anda hayatınızı kaybedebiliyorsunuz. 2 senedir hastasıyım bu riskleri bana doktorum zaten anlatmıştı. O yüzden aşırı tedirgin olmuştum. En fazla 6 ay erteleyebildim o da Kovid olmasa ertelemeyecektim. Hemen olacaktım. İyi ki de oldum. Kapalı bir ameliyattı zaten. Bir yarım saat içerisinde çıktım. Böyle bir rahatsızlığı olan varsa tedavisini kesinlikle ertelemesin" diye konuştu. Murat Küsdül de insanların vücutlarındaki değişimlere dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Bacakta yaşanan ağrı, renk değişikliği ve şişlik gibi şikayetlerin bu hastalığın belirtisi olabileceğini söyleyen Küsdül, "Bu örneklediğimiz hastada olduğu gibi hasta şikayetlerini ciddiye almayıp, vakit geçirip doktora gelmeseydi toplardamar sistemi tamamen ana damar sistemiyle birlikte bozulup tekrar bir pıhtılaşma zeminine sebebiyet verebilirdi. Bu yüzden hastalarımızdan bacaklarında ağrı, renk değişikliği ve şişlik gibi şikayetleri görsel şikayetler olmasa dahi bu tip şikayetleri olduğunda mutlaka doktora başvurmaları ve gerekli tedavileri uzman bir hekimden almalarını öneriyoruz" şeklinde konuştu.