n Ona buna yalakalık yapmaktan
n
n dilleri nasırlamış
n
n birtakım zavallıların
n
n yalanlarına inananların,
n
n aslında söylendiği gibi
n
n olmasını çok arzu etmelerinin
n
n nedeni; kendi başarısızlıklarını
n
n başkalarının çöküşüyle
n
n örtbas etmek...
n
n Dedikoduyu üreten
n
n ile ona çanak tutanı
n
n aynı safta buluşturan
n
n duygu; hepsinin de
n
n birer kifayetsiz muhteris
n
n oluşlarıdır...
n
n Bunlar, aynı zamanda
n
n yüzsüzdür de...
n
n Neyse, bu kadarı bile
n
n çok böylelerine...
n
n Birileri, anonim olan
n
n bugünkü öyküden
n
n ders çıkarır belki...
n
n
n
n * * *
n
n
n
n Bilge, karşısında duran iki adamı ilgiyle süzerek; Sorun nedir? diye sordu. Adamlardan biri diğerini işaret ederek, O, yaptığı dedikodularla sadece bana zarar vermekle kalmadı, bu köydeki pek çok insanın da
n
n canını yaktı dedi.
n
n Öteki hemen atıldı. Üzgünüm... Böyle olsun istememiştim. Tüm söylediklerimi geri alıyorum.
n
n Bunun gerçekten her şeyi düzelteceğini mi sanıyorsun? diye söze katılan
n
n bilge, onun yarın köy meydanına kuş tüyü yastıkla
n
n gelmesini istediğinde, öteki
n
n Nasıl yani?.. diye şaşırdı.
n
n Bilge, Dediğimi yaparsan anlayacaksın dedi.
n
n Ertesi gün köy meydanında buluştular. Bilge, adamın eline bir makas verdi ve yastığı kesip içindeki tüyleri boşaltmasını söyledi. Yastıktan boşalan tüyler, rüzgârla birlikte etrafa savrulunca;
n
n şimdi dedi bilge, Bunların hepsini toplayıp bana getir.
n
n Adam şaşkınlıkla, Ama bu mümkün değil! diye cevap verdi. Baksanıza, duvarların ardındaki bahçelere kadar savruldular. Öyle geniş bir alana yayıldılar ki, bunların hepsini toplamak imkânsız...
n
n Bilge, adamın gözlerinin içine bakarak; Tıpkı başkalarının hakkında sarf ettiğin sözler gibi
n
n dedi ve devam etti:
n
n Yaptığın dedikoduların nerelere, ne kadar uzak mesafelere gittiğini ve nelere sebep olduğunu bilebilir misin, söylesene?..
n
n
n
n * * *
n
n
n
n Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...
n