Şehir içi ulaşımın yıldızı haline gelen elektrikli scooterlar, kullanım kolaylığı ve çevreci görüntüsüyle hızla yayıldı. Ancak artan kaza oranları, altyapı yetersizlikleri ve beklenmedik çevresel etkiler, bu popüler ulaşım aracını tartışma konusu haline getirdi.
Herkesin Tercihi Oldu, Peki Neden?
Son yıllarda büyük şehirlerde patlama yaşayan scooter kullanımı, özellikle gençler arasında büyük rağbet gördü. Ucuz, pratik ve trafikten bağımsız hareket edebilme özelliği, bu araçları şehir içi ulaşımın vazgeçilmezi yaptı. Ancak bu hızlı yayılma, beraberinde öngörülmeyen sorunları da getirdi.
Güvenlik Alarmı: Scooter Kazaları Artıyor
Yapılan araştırmalar, scooter kullanımının yaygınlaştığı bölgelerde:
Kafa travmalarında %70'e varan artış
Kask kullanım oranının %15'in altında olması
Trafik kuralları bilgisinin yetersizliği
gibi ciddi güvenlik sorunlarını ortaya koydu. Acil servisler, özellikle gece saatlerinde scooter kaynaklı yaralanmalarda belirgin artış olduğunu bildiriyor.
Altyapı Krizi: Şehirler Scooterlara Hazır Değil
Şehir planlamaları otomobil odaklı yapıldığı için, mikromobilite araçlarına uygun altyapı eksikliği büyük sorunlar yaratıyor:
Kaldırımlarda rastgele bırakılan scooterlar yaya güvenliğini tehdit ediyor
Görme engelliler için ciddi engel oluşturuyor
Belediyelerin geçici çözümleri yetersiz kalıyor
4. Çevreci Mi, Değil Mi? Scooterların Bilinmeyen Yüzü
İlk bakışta çevre dostu gibi görünseler de, scooter endüstrisinin perde arkası düşündürücü:
Ortalama scooter ömrü sadece 3-6 ay
Sık batarya değişimleri ve lojistik operasyonlar karbon ayak izini artırıyor
Atık batarya sorunu henüz çözülebilmiş değil