n Cuma günü Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu’ndaydık.
n
n Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin mezuniyet töreni vardı.
n
n Veliler, öğrenciler ve biz davetliler salonu kapasitesinin çok üstünde doldurduğumuzdan salonda nefes almak mümkün değildi.
n
n Yeni açılan salonun Samsun’un altyapısına sağladığı katma değeri görmemek mümkün değildi. Zira geçen sene yapılan mezuniyet töreni üniversite kampüsü içerisinde yapılabilmişti.
n
n Derken programın sunucusu töreni başlattı ve mezun olan Mühendislik Fakültesi öğrencilerini bölümler halinde salona davet etti. Ortalık alkıştan yıkılıyordu.
n
n Sıra ilk kez mezun veren Endüstri Mühendisliği ve Makine Mühendisliği (2.Öğretim) bölümlerine geldiğinde ise salondaki manzarayı görmenizi isterdim.
n
n Mezun olan Endüstri ve Makine Mühendisliği öğrencilerimize takılıp kalmıştım. Onlarla tanışmamız “Bölüme Hoş Geldin Kokteyli” ile olmuştu. Daha sonra yaptığımız ortak çalışmalar, teknik geziler, seminerler, deneyimler toplantıları ve staj yeri oluşturma çalışmaları derken mezun oluvermişlerdi. Onlara eğitim süreçlerinde sık sık anlattığımız, tecrübelerimizi aktarmaya çalıştığımız çalışma hayatına atılacaklardı. Hayatlarında ikinci bir sayfa açılıyordu. Umarım istedikleri arzuladıkları bir çalışma hayatları onları bekler.
n
n Sunucunun baskın ses tonuyla kendime geldim. Açılış konuşmaları başlıyordu. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Fehmi YAZICI kürsüdeydi.
n
n Törende emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Fehmi Hoca “1993 yılında kurulan Mühendislik Fakültesi’nin 10 farklı bölümde 4.256 öğrenci ile eğitimine devam ettiğini,80 öğretim üyesi, 60 araştırma görevlisi ve 54 idari personel olmak üzere toplamda 194 kişilik bir ekiple çalıştıklarını, fakültede toplamda 24 farklı ülkeden toplam 142 yabancı uyruklu öğrencinin eğitim gördüğünü” söyleyerek “En önemli sorunlarımızın başında kontenjan fazlalığı gelmektedir. Bölümlerin fiziksel şartları, alet ekipman miktarı ve öğretim elemanı sayısı göz önünde bulundurularak talep edilen öğrenci kontenjanlarına uyulmayarak artırılması eğitim öğretimin kalitesini düşürmekte ve fiziksel ortam temininde sorunlar meydana getirmektedir. Diğer bir sorun ise araştırma görevlisi yetersizliğidir. Mühendislik eğitiminde en önemli aşamalardan biri laboratuvar, pilot işletme ve atölye uygulamalarıdır. Bu uygulamaları öğrencilere öğretim üyeleri gözetiminde araştırma görevlileri yaptırmaktadır. Araştırma görevlilerinin özlük hakları yetiştirdikleri mühendislerden daha düşük olduğundan araştırma görevlisi temininde ve daha sonrasında kadroda tutmada sorunlar yaşanmaktadır. Öğretim üyelerinin özlük haklarının yetersiz oluşu, ağır ders yükü altında olmaları ve araştırmaya yeterince zaman ayıramamaları da acilen çözülmesi gereken konulardır” diye konuştu.
n
n Çok haklıydı Fehmi Hoca.
n
n Eğitimin kaliteli bir biçimde sunulabilmesi için altyapıya uygun kontenjan tahsis edilmesi gerekiyor. Kontenjanları üniversiteler talep ediyor YÖK tahsis ediyor. Ancak nedendir bilinmez YÖK üniversitelerin talep ettiği kontenjanları hep üzerine ilave ederek tahsis ediyor. Altyapı dikkate alınmadan yapılan bu kontenjan tahsisleri de eğitimin kalitesinin ve akademisyenlerin verimliliğinin düşmesine sebebiyet veriyor.
n
n Araştırma görevlilerinin ücretlerinin düşüklüğü ve özlük haklarının iyileştirilememesi ise kanayan bir yara.
n
n Bilimsel eğitimin verildiği üniversitelerimizde bilime ve akla uygun kontenjan tahsisleri, bilim insanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi eğitimin kalitesini artıracak ve verimliliği yükseltecektir.
n
n Sağlıcakla...
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n
n