TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Tatar, 27 Haziran 1998 tarihinde meydana gelen, 145 kişinin hayatını kaybettiği bin 517 kişinin yaralandığı Ceyhan depreminin yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, 'Sonuçlarını unutamadığımız felaketleri yaşadık ama ders almadık. Ancak biz biliyoruz ki, aslında bir doğa olayı olan deprem, düşük standartlarda sağlıksız ve yasa dışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı olarak yapılması gereken arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi gibi faktörler nedeniyle afete dönüşmektedir. Yine biliyoruz ki, doğa kaynaklı olan depremleri önlememiz mümkün değildir, ancak depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir' dedi.
Yaşanan depremler sonucunda halkın jeolojiye ilgisinin arttığını ve deprem konusunda duyarlı hale geldiğini kaydeden Tatar, yapılaşma konusunda şunları söyledi:
'Ovalar, özellikle 1. derece tarım alanları yerleşime açılarak hem doğal zenginliğimiz yok edilmekte hem de deprem açısından risk alınmaktadır. Yeni yerleşim alanları mutlaka kaya zeminlere planlanmalı, alüvyon zeminlerden kaçınılmalıdır. Özellikle toplu konut ve kentsel dönüşüm alanlarının bu yönde planlanması kentleşmenin sağlam zeminlere doğru gelişmesinin önünü de açacaktır. Bir doğa olayı olan deprem, düşük standartlarda sağlıksız ve yasa dışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı olarak yapılması gereken arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi, imar afları gibi faktörler nedeniyle afete dönüşmektedir.'

'Alınacak önlemlerle depremin afete dönüşmesi engellenir'
Depremlerin afete dönüşmesinin engellenmesinin mümkün olduğuna dikkati çeken Tatar, 'Bir doğa olayı olan depremin afete dönüşmemesi için alınacak önlemlerin başında, günü kurtaran rantçı, spekülatif ve faydacı anlayışların terk edilerek akla, bilime ve plana dayanan yerleşim politikalarının hayata geçirilmesi ve mühendislik ilke ve normlarına dayanan güvenli yapılaşmanın sağlanması gelmektedir. Çözümün bir parçası olan jeoloji mühendislerinden yeterince faydalanılmamaktadır. Bu eksiklikler yaşanacak felaketlerin sonuçlarının daha vahim olmasına davetiye çıkarmaktadır' ifadelerini kullandı.