Avukatlık mesleğini icra edenler Avukatlık Kanunu gereği bulundukları ildeki baroya kayıtlıdırlar. Serbest avukatların tümü kurum avukatları ise tercihen kayıt olurlar. Tüm stajyer avukatlar ise en başında baroya bağlıdırlar.

Avukatlık mesleği yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı temsil ettiği için her türlü siyasi baskıdan, efendilikten ve hiyerarşik üstten ayrılmıştır ayrılması gerekmektedir.

İlk olarak 2018 yılında Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarıyla baroların bölünmesi gündeme gelmiş ancak o dönemin koşullarında uzlaşma zemini sağlandığı, sağ duyu galip geldiği için gündemden kaldırılmıştı.

Ankara Barosu Başkanı ile Diyanet İşleri Başkanı arasındaki gerilimden sonra kaldırıldığı raftan indirildi ve tüm baroların karşı çıkmasına rağmen çoklu baro olarak bildiğimiz yasa teklifi kabul edildi.

Adalet önünde kendi hakkını arayan vatandaşın en büyük güvencesi bağımsız savunmadır. Bağımsız savunma sadece adıyla değil özüyle de bağımsız olmak zorundadır. Hakkını savunduğu kişinin siyasi görüşüne, diline,dinine,ırkına,kültürüne vs bakmaksızın sadece kişinin hakkını korumak gerçek bağımsızlıktır.

Siyasi amaçlarla kurulduğu belli olan barolara mensup avukatlar gerçekten bağımsız olabilecek midir? Siyasi bir nedenle kurulduğu, hangi siyasi görüşe yakın olduğu aşikar olan barodan gelen avukatın karşısında hakim ? savcı gerçekten bağımsız kalabilecek midir?

"Adaleti öldürdüğün gün devlet ölür" diyen Fatih Sultan Mehmet'ten ve tarihte yer alan birçok örnekten ders almamız gerekirken biz inat bir şekilde adaleti öldürmeye uğraşıyoruz. Bağımsızlığını kaybeden hatta kaybetme riski taşıyan bir yargı ölmüş bir yargıdır ve çoklu baro düzenlemesi de bu facianın belki de ilk adımıdır.

Bu yazıyı yazdığım gün itibariyle "İstanbul'da 2000 imza toplandı. İkinci baro kuruluyor." Haberleri internette yer almaya başlamıştı. 50.000 kişilik İstanbul Barosu'ndan sadece 2000 avukatın ayrılmak istemesi, şartları sağlayan diğer barolarda yeni bir baro kurulamaması aslında avukatların büyük çoğunluğunun da bölünmenin karşısında olduğunun göstergesidir.

İstanbul 2 Nolu Baro'yu kuranların bu hatadan döneceklerini zannetmem ama umarım yargı daha fazla siyasi amaçlara alet edilmeden bağımsız ve güçlü günlere ulaşır çünkü adalet her zaman hepimizin en temel ihtiyacı olarak var olmaya devam edecek?