'Haçlı kuşatması' tabirini abartılmış bir başlık olarak değerlendirmemenin gereğine inanıyoruz

Neden mi?

Bizler Anadolu'yu vatanlaştırma adına fetihler yaparken, üzerimize salınan haçlı sürüleri ile birlikte Müslümanlar yoktu.

Hristiyanlar din adına saldırırken bizler de yine din adına savunuyorduk.

Bugün öyle mi?

Güney sınırlarımıza bakınız:

İran, Irak'taki çeşitli fraksiyonlar, Suriye ve Lübnan.

İran'ın dini lideri Hameney, Esed'in çarpışmasını İslamın küfürle savaşı olarak niteleyerek, 'İranlı gençlerin İran- Irak savaşı zamanında olduğu gibi İslamın küfürle savaştığı Suriye cephesine gitmek için ısrarla izin istediklerini' söyleyebiliyor.

Bunun anlamı, Haçlılar Hristiyanlık, İranlılar, Esed ve Lübnanlılar da sözde İslamın(!) ruhu ile bizlere saldıracaklardır demektir.

Başbakan Yardımcısı Erdoğan, 'Türkiye savaş meraklısı değil ama, Türkiye ulusal güvenliğini korumak durumundadır. Türkiye'nin ulusal güvenliği de hudut kapısından başlamaz' diyor.

Bu ifadelere göre Türkiye'nin çevresindeki çember, her gün daraltılmaktadır.

Üç koldan sonuç almaya çalışmaktadırlar:

Birincisi; güneyimizdeki topraklar, ya yerinde öldürerek yada göçe zorlayarak insandan arındırarak işgale hazır hale getirmektedirler.Bu işgal kim için hazırlanıyor?

İkincisi; göçe zorladıkları insanların büyük bölümünü Türkiye'ye göndererek ekonomiyi zorlamakta ve iç barışı dinamitlemeye çalışmaktadırlar.

Üçüncüsü ise; gerek Türkiye'ye ve gerekse başka yerlere gidemeyenler deniz yoluyla kaçmaya çalışırlarken Akdeniz'e gömdürülmektedir.

Örneğin,İKMANDER'in yetkililerinin ifadelerine göre beş binden fazla insan Akdeniz'de sulara gömdürülmüştür.

Rusya'nın da durumunu göz önünde bulundurduğumuzda tablo daha bir netleşmektedir. Selam ve sevgi ile…