MEB'e açık mektup başlıklı yazımızla ilgili oldukça yoğun geri dönüşümler aldık.

Onca yorum arasında aşını eğitimin dallarından sağlayanların sağır sessizliğine şahit olmak istemezdik açıkçası.

Mevlana Celaleddin-i Rûmî'nin, 'Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.' Sözü, özeti olsun düşüncelerimizin.

Tarihi destanlarla dolu olan bir milletin, 915'in Çanakkale'sinde mağlup olması durumunda, tüm o destanların anlamsız kalacağını düşünmek, bilmek kabul etmek bile başlı başına bir derstir oysa.

Derste yaşı kemale ermişlerden önce, pırıl bir dimağa sahip taze yüreklere gerektir.

Anlatmaya çalıştığımız bu.

Okul sıralarına yeni oturan öğrencilerimize, belirlenmiş bir müfredat gereği Çanakkale'ye götürülüp, orada yaşanan varoluş mücadelesi, bilinçaltlarına atalarının, kendileri için ortaya koyduğu özveri anlatılmalı.

Bu proje için ayrılan ödenek, 2017-2019 Orta Vadeli Mali Plan'dan 85 milyar 48 milyon 584 bin lira ödenek ile ikinci sırada yer alan Milli Eğitim Bakanlığı'na yük olmasa gerek.

Daha önce görev aldığım Bafra Kent Konseyi Genel Sekreterliği sırasında Bafra'da ilköğretim okul birinci ve ikincilerini, kent konseyi bütçesinden o kutsal topraklara gönderilmesinde yaşanılan olumlu iklimi bilerek dile getiriyoruz bu tavsiyeyi.

1945'te yerle bir edilen Japonya örneği çarpıcıdır.

Kısaca aktaralım.

Yıl 1984 devrin başbakanı Turgut Özal, Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler. Japon eğitim sistemi ile ilgili Japonya'dan bir heyet istenir.

Heyete Turgut Özal sorar; Siz diyor 1945 yılında savaştan çıktınız, ülkeniz yerle bir oldu ne yaptınız da 40 yılda teknolojide bu kadar büyüdünüz, dünya devi oldunuz. Bizde eksik nedir?

Japonlar cevap verir; gençlerinizde milli şuur, milli bilinç yok. Maneviyatsız şuursuz bir gençlik yetiştiriyorsunuz sizin eksiğiniz bu.

Başbakan sorar; peki siz milli şuuru nasıl veriyorsunuz?

Japonlar ülkemizde çocuklar okula başlamadan önce 5-6 yaşında çocukları alırız, bu sizin dediğiniz teknolojimizi gezdiririz, gezdirirken de hep bilgi veririz. Hızlı trene bindiririz uçak fabrikalarını, otomobil fabrikalarını gezdiririz küçük çocuklar bu baş döndürücü teknolojiyi görünce, şok yaşarlar. Sonra onları alır, Hiroşima ve Nagazaki'ye götürürüz. Atom bombasının atıldığı şehirler. Ve onlara atom bombasının yapmış olduğu tahribatı anlatırız. Deriz ki; siz de çok okuyup daha çok çalışarak bu teknolojiyi ileriye götüreceksiniz.

Bizimkiler cevap verir; bize atom bombası atılmadı ki , biz nereyi göstereceğiz ?

Japon heyet sizde metrekareye 6000 merminin düştüğü bütün dünyanın bir olup sizi tarih sahnesinden silmeye çalıştığı Çanakkale gibi bir zaferiniz var. Neden anlatmıyorsunuz?

Tokat gibi değil mi?

Sarsılmadığımıza göre…

Çanakkale bu milletin önsözüdür.

Önsözü okumaz isek kitap vakit kaybıdır.