Fatih Doğan, Samsun'un Bafra İlçesi'ndeki atölyesinde, dut, kestane, maun, venge, paduk, kelebek gibi ağaçlardan, tellerine mızrapla vurulurken etrafa birbirinden güzel ezgilerin yayıldığı bağlamalar yapıyor. Saz sahibi olmak için ve sazın sesine duyduğu ilgi nedeniyle çocuk yaşlarda bir ustanın yanında başladığı meslekte 20 yılı geride bırakan 32 yaşındaki Fatih Doğan, saz yapımına elinin yatkınlığı nedeniyle ustasının kendisini bırakmadığını, çıraklık ve kalfalık döneminin ardından ise 2010 yılında kendi atölyesini kurduğunu belirtti. İşini severek yaptığını dile getiren Doğan, "Mesleğe 1998 yılında Aydın'da rahmetli ustam Haluk Eraydın'ın yanında başladım. Ustam rahmetli olunca kendi atölyemi kurdum." dedi. Doğan, kaliteli bir bağlamanın 3 ile 6 ay arasında üretilebildiğini belirterek, oymalı bağlamalarda daha çok dut ağacını tercih ettiğini, bağlamanın sap kısmı için ak gürgen, kırmızı kayın, kapak ladin, köknar gibi ağaçlar kullandığını anlattı. "Sanatçılara veriyoruz" Binbir emekle yaptığı sazları işin üstatlarının kullanmasını istediğini ifade eden Doğan, şöyle konuştu: "Ürettiğim sazları yurt içine ve yurt dışına gönderiyorum. Tavsiye üzerine yaptığımız bağlamayı başka bir yerde görüp beğenenler sipariş veriyor. Yurt dışında en çok Almanya'ya gönderiyoruz. Avustralya, nadiren Amerika gibi ülkelere gönderiyoruz. Yurt içinde ise daha çok şahıslara veriyorum. Müzik aleti satışı yapan yerlerle fazla çalışmıyorum. Kendi el işçiliğim kurtarmadığı için vermiyorum. Ünlü sanatçılardan 2003'te Orhan Gencabay'a vermiştim. Metin Şentürk'e ut gönderdik. Mahalli sanatçılara da veriyoruz." Yaptığı bağlamaların işçilik ve malzemesinin birinci sınıf olduğunu bu nedenle bağlamaların çıkarttığı seslerin beğenildiğini aktaran Doğan, süsleme çalışması ile özelliklerine göre 500 liradan 5 bin liraya kadar saz ürettiğini belirtti. "Orhan Gencabay'a bağlama verdiğim için çok mutluyum" Bağlamaları üstatların elinde olunca ayrı bir keyif aldığını söyleyen Doğan, sanatçı Orhan Gencebay'a bağlama göndermesini ise şöyle anlattı: "Çok heyecanlıydım. Yarım saat falan konuştuk telefonda. Orhan Gencebay olduğunu söylemedi. Sesini benzetiyordum ama 'Orhan Gencabay mısın?' diyemedim. Daha sonra, 'Orhan Gencebay' deyince heyecanlandım. Gurur duydum kendimle. Orhan Gencebay'a tekrar saz yapmayı isterim, üstattır. Bir tane yapıp göndermeyi düşünüyorum."