Hafta sonu Mekanik Tesisat Sektöründe faaliyet göstermekte olan meslektaşlarımla biraraya geldim. Sektörü, sektörün etkileşimde bulunduğu diğer sektörleri konuştuk. Talepte daralma, imalatı tamamlanmış işlerde tahsilat zorluğu (Özel/Kamu) , denetleyenin iyice muğlaklaştırılmasından dolayı oluşan boşlukta yaşanan haksız rekabet ve beraberinde finans kuruluşlarına müracaat, başlıca konu başlıklarımızdı.

Aslını sorarsanız, benzer durumlar diğer sektörlerde, diğer illerimizde de var. Ancak biz Samsun'u konuştuk. Samsun'un ekonomisine ait öngörüleri paylaştık.

Toplantıda en dikkat çekici başlık; finans kuruluşlarının Samsun girişimcisine yaklaşımı oldu. İlimizde zor duruma düşerek iflas ve iflas erteleme başvurularının finans kuruluşlarında yarattığı etki üzerinde durulması ve önlem alınması gereken bir başlık.

Anlatılanları duyunca, eski bir finans çalışanı olarak endişem arttı. Yıl sonu bankalarda açık olan kredilerinin revizyon işlemi sonrası limitlerinin düşürülmesi, yeni kredi taleplerinde yüksek fiyatlama, limit açmama ve sıkılaştırılmış teminat isteme yaklaşımı girişimcilerimizi zor duruma sokmuş.

Anladığım Samsun'da finans kuruluşları yoğurdu üfleyerek yemek istiyor. Ancak bu yaklaşım global ve ulusal anlamda durağanlaşan ekonominin Samsun'a yansıma şiddetini artırıyor.

Nisan ayında kredilerde dönem sonu işlemleri ile daha da belirginleşecek olan durumu takip etmeye devam edeceğiz.

Aklıma dünyada yaşanan krizler sonrası, ülkeler kendi ekonomik yapılandırmalarında önemli yeri olan, özellikle KOBİ niteliğinde olan işletmelerin finansal yapılarının bozulması üzerine çeşitli tedbirler alma çabaları geldi. Bu çabalar dünyada Londra Yaklaşımı ülkemizdeise İstanbul Yaklaşımı ve Anadolu Yaklaşımı olarak uygulanmıştı.

Hatırlarsanız global ekonomik gelişmelere bağlı olarak finansal açıdan zor duruma düşen ancak kaynak aktarılması ve borçlarının yeniden yapılandırılması durumunda yaşaması mümkün olan işletmelere İstanbul Yaklaşımı daha sonrasında Anadolu Yaklaşımı uygulanmıştı. Bu işlem sonrası işletmelerinin yaşatılması sağlanırken piyasalara ekonomik açıdan yaratabileceği domino etkisinin de önüne geçilmişti.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından onaylanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması kapsamında uygulanan İstanbul Yaklaşımı ve Anadolu Yaklaşımı'ndan özellikle İstanbul Yaklaşımı'nın başarılı olduğu konunun uzmanlarınca açıklanmıştı.

Samsun'da finansal açıdan sıkıntıya düşen ve bu sıkıntıyı mahkemelere başvurarak kayıt altına aldıran işletmelerimize yönelik 'Samsun Yaklaşımı' uygulanabilir mi? Uygulanabilirse Samsun ekonomisi rahat nefes alacak ve domino etkisi kısmen de olsa önlenebilecektir.

Finansal açıdan sıkıntı yaşayan işletmelerimizin borçları yapılandırılırken yeni kaynak aktarımıyla içinde bulundukları açmazdan çıkışı sağlanabilecektir.

Ne dersiniz, girişimcinin kolay kolay yetişmediği ülkemizde/ilimizde 'Samsun Yaklaşımı' uygulanmalı mıdır?

'TERÖRÜ , TERÖRİZMİ, DESTEKÇİLERİNİ LANETLİYORUM.'

Sağlıcakla