Psikolog Eren Boz konu hakkında bilgiler verdi.
savaşların bir sonucu olarak ortaya çıkar ve bireylerin hayatını köklü bir biçimde değiştirir.Evlerinden, yurtlarından koparılan insanlar, yalnızca maddi kayıplarla değil, aynı zamanda duygusal travmalarla da mücadele etmek zorunda kalırlar.Savaşın insan psikolojisi üzerindeki etkileri genellikle travma temelli olur. Savaş bölgelerinde yaşayan bireyler, sürekli bir tehdit ve belirsizlik altında yaşamaktan dolayı yoğun bir stres yükü taşır. Bombardıman sesleri, yıkım görüntüleri ve kayıplar, bireylerde travma sonrası stres bozukluğu riskini artırır. Özellikle çocuklar, bu tür deneyimlerden daha derin bir biçimde etkilenir; çünkü güvenli bir ortamda büyümeleri gereken bir dönemde korku ve güvensizlikle karşı karşıya kalırlar.Oynamaları, gülmeleri gereken yaşta patlama sesleriyle irkilir, kayıplarla büyürler.
omuzlarında taşır. Bu durum, "kayıp ve yas" süreciyle birleşerek, bireylerde derin bir kimlik bunalımına yol açabilir. Psikolojik destek ve müdahaleler, savaş ve göçün olumsuz etkilerini hafifletmede kritik bir rol oynar. Aynı zamanda travma yaşayan bireyler için de yine psikolojik destek iyileşme sürecinde önemli bir yer tutar. Özellikle çocuklara yönelik travma odaklı terapiler,onların duygusal iyileşmelerine katkıda bulunabilir. Bu zorlu süreçlerde psikolojik ilk yardım, bireylerin yaşadıkları travmalarla başa çıkmalarına destek olmak için önemli bir müdahale yöntemidir.
sağlayabilir. Örneğin, bir çocuğa travmatik bir olay sonrasında güvenli bir alan yaratmak, ona basit oyunlarla destek olmak, iyileşme sürecinde büyük fark yaratabilir. Aynı şekilde, yetişkin bireylerin kendi hikayelerini anlatmalarına izin vermek, duygusal yüklerini paylaşmalarına olanak tanır.
Psikolog Eren Boz,''