Büyük şehirlerde yaşamak enerji verici olduğu kadar yorucu, gürültülü ve ruhu tüketici de olabiliyor. Trafik, kalabalık ve koşuşturma içerisinde bir ömür geçip gidiyor ve bizler çoğu zaman farkında bile olamıyoruz. Şehir hayatında kendi iç dünyamızı bazen kaybedebiliyor ve daha duyarsız hâle gelebiliyoruz.
Örneğin dünyanın en büyük şehirlerinde evsizler sokaklarda kalırken bizler onların önünden geçip duruyoruz. Yardıma muhtaç bir insan gördüğümüzde başımızı çeviriyoruz. İşte tüm bu durumlar zamanla insanın kendini unutmasına hatta tabiri caizse ruhunu kaybetmesine yol açabiliyor. Bilinçli atılan adımlarla bu iç dengenizi koruyabilir ve büyük şehirlerde yaşamanıza rağmen hayattan keyif almayı sürdürebilirsiniz. İşte şehir hayatında ruhunuzu ve iç dengenizi koruyabilmenin yöntemleri....
Kendinle Baş Başa Kalacağın Alanlar Yarat
Gün içinde birkaç dakika da olsa sessiz bir ortam bul. Bu bir park köşesi bir kahve molası ya da sadece kulaklıkla dış dünyadan kopmak bile olabilir. Ne kadar kalabalık olursa olsun kendi iç sesini duymayı unutma. Kendi iç sesine kulak ve kendinle baş başa kalabileceğin alanlar yaratmaya bak.
Doğayla Bağını Koru
Hafta sonu sahil yürüyüşü yap, parkta kitap okumana bak veya balkonunda bitkiler yetiştir. Kendinle olabildiğince vakit geçirebilmenin yöntemlerini ara. Doğa insanı iyileştirebilecek güce sahip. Kuş veya kedilere bak, yardıma muhtaç insanlara el uzat. İşte tüm bunlar şehir hayatında bir nebze de olsa insanlığımızı unutmamaya neden olabilecek unsurlardandır.
