Adana Ressamlar Topluluğu ile birlikte bu sergiyi düzenlediklerini söyleyen Altınoran Düşünce ve Sanat Derneği Başkanı S. Haluk Uygur, 1995 yılından beri eğitim ve sanat hayatını Türkiye'de sürdüren Enveroğlu'nun İç Asya'nın derinliklerinden Anadolu'ya uzanan köklü bir kültürün DNA şifrelerini çözmeye çalışırcasına, mitolojik sembollere renk, biçim ve dokuların ahengini çağdaş soyutlamalarla sürdürdüğünü söyledi.Eşi ressam Zerrin Enveroğlu ile birlikte Adana'ya gelen ve sergisinde 40 eserinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. İlham Enveroğlu, eserlerinin daha çok Ortaasya Türk mitolojisinde Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya getirdiği kültürel dönüşümlerle ilgili içeriğin oluşturduğunu söyledi. Genellikle nar, derviş ve ağaçları sembolize eden çalışmaları sergilediğini kaydeden Enveroğlu, 'Derviş hakikati arayan yolcu olarak seçildi. Nar, tasavvufta ilmi, hakikati anlatır, tevhit ve birlik sembolü olarak geçer. Yani çoklukta birliği simgeliyor. Ağaç simgesi ise eski Türklerde ruhların göğe ermeden önce durak yeridir. Ruhun merdiveni gibidir aslında. Ağaç sözünün etimolojisi ağırmak sözcüğünden ileri gelmektedir. Yani üzerine basılarak ağrılan, yani yukarıya doğru giden şey anlamındadır ağmak. Hıristiyanlıkta Noel ağacı bile eski Türk mitolojisinin uzantısıdır aslında. Süslenmiş, üzerinde simgeler olan hayat ağacı dediğimiz şeydir. Bu üç simge bu sergide ağırlık basıyor. Ve renk olarak, kompozisyon olarak kendi öz kültürümüzdeki halı, kilim, minyatür, kaya çizimlerinin çağdaş yorumlarından oluşuyor' dedi.Yurtiçi ve yurtdışında 30'a yakın kişisel sergi açan ve yüze yakın karma sergiye katılan uluslararası ödülleri de bulunan Prof. Dr. İlham Enveroğlu sergi açılışından sonra da bir söyleşi gerçekleştirdi.