Rüyalarımızı İzlemek Mümkün Olacak mı? Japon Bilim İnsanları İleriye Dönük Şok Edici Bir Gelişmeye İmza Attı!
Rüyalarımızı İzlemek Mümkün Olacak mı? Japon Bilim İnsanları İleriye Dönük Şok Edici Bir Gelişmeye İmza Attı!
İçeriği Görüntüle

Roma'daki La Sapienza Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma, teknoloji ve güvenlik alanlarında yeni bir dönemin kapılarını aralayabilecek nitelikte. Uzmanlar, kişisel cihazlara ihtiyaç duyulmadan, yalnızca Wi-Fi dalgalarının insan vücudu üzerindeki etkilerini analiz ederek bireylerin bulundukları konumu belirleyebilen bir sistem geliştirdiler. Henüz deneme aşamasında olan bu yaklaşım, insan bedenini bir tür “biyolojik işaret” olarak kullanarak sinyallerdeki kesintileri ölçümleyebiliyor.

Wi-Fi Sinyalleriyle Takip Mümkün Hale Geliyor

Yeni geliştirilen sistem, kişinin beden ölçülerinin Wi-Fi dalgalarını nasıl engellediğini tespit ediyor. Bu kesintiler üzerinden her bireye özgü bir "radyo frekansı parmak izi" oluşturuluyor. Elde edilen bu özgün sinyal profili sayesinde, aynı birey başka bir ortamda bulunduğunda, sistem bu sinyali tanıyarak konum bilgisine ulaşabiliyor.

Bu teknolojinin dikkat çekici yönlerinden biri ise kimlik tespiti yapmıyor oluşu. Uzmanlar, bu özelliğin gizlilik ve güvenlik açısından avantaj sağladığını, sistemin kişisel verileri ifşa etmediğini vurguluyor. Dolayısıyla, potansiyel güvenlik tehdidi oluşturmadığı belirtiliyor.

Yeni Nesil Takip Teknolojisi Mi Geliyor?

Henüz laboratuvar koşullarında test edilen sistem, günlük hayatta kullanıma hazır değil. Ancak ilerleyen süreçte özellikle kayıp bireylerin bulunması ya da şüphelilerin takibi gibi alanlarda etkili bir çözüm sunabileceği düşünülüyor. Son yıllarda Wi-Fi sinyalleri aracılığıyla duvarların ardını görme, jest ve mimikleri algılama gibi yeteneklerin kazandırıldığı bu alandaki ilerlemeler, “WhoFi” adını taşıyan bu yeni teknoloji ile daha da ileriye taşınmış durumda.

Her ne kadar erken aşamada olsa da, bilim dünyasında ses getiren bu gelişme, kablosuz ağların yalnızca internet bağlantısı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda insan hareketlerini algılama ve analiz etme potansiyeline de sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.