Genelkurmay'ın açıklamasında en dikkat çeken ayrıntı ise, darbe girişimini planladığı iddia edilen eski Hava Kuvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün, AKINCI'daki darbecileri ikna etmek için 4'üncü Ana Jet Üssü'ne gönderildiği ifadesi oldu.

HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI ÖZTÜRK'Ü ARADI

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal tarafından aranan ve AKINCI'ya gitmesi söylenen Öztürk için TSK'dan yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı; 'Hv.K.Komutanı Ankara'da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK'ü arayarak kendisine 4'üncü Ana Jet Üssü AKINCI'dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI'ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir.'

AKIN ÖZTÜRK DARBE GİRİŞİMİ NEDENİYLE TUTUKLANMIŞTI

Darbe girişimini planladığı da iddia edilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk için Genelkurmay'dan verilen detay dikkat çekti. Bilindiği gibi eski komutan, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcılarına ifade vermiş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tutuklanmasını talep etmesiyle tutuklanmıştı.

TSK'dan flaş açıklama: O gece neler oldu?

Genelkurmay tarafından yapılan açıklamada AKINCI ile ilgili şu ifadeler kullanıldı;

''UÇUŞLARIN DURDURULMASINA İLİŞKİN İŞLEMLER 19:26 İTİBARİYLE TAMAMLANMIŞTIR

Genelkurmay Başkanlığının, uçuşların durdurulması ve havadaki görevli uçakların indirilmesine ilişkin talimatı Hava Kuvvetleri Harekat Merkezine iletilmiş, bu direktif Eskişehir'deki Hava Harekat Merkezi tarafından tüm birliklere tebliğ edilmiş, uçuşların durdurulmasına ilişkin işlemler saat 19:26 itibariyle tamamlanmıştır. Direktif, 19:56 ve 20:31 itibariyle tüm birliklere teyyiden tekrar iletilmiştir.

TÜM İKAZLARA RAĞMEN 21.45'TEN İTİBAREN KALKIŞ YAPILDIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR

Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi ve Eskişehir'deki Hava Harekat Merkezinde görevli ekiplerce direktifin gereği yakından takip edilmiştir. Tüm bu ikaz ve uyarılara rağmen 21:45'ten itibaren bir kısım meydanlardan değişik tanıtıcı kodlar ve çağrı isimleri kullanılarak kalkış yapıldığı tespit edilmiştir.

ABİDİN ÜNAL TARAFINDAN BAĞLANTILARIN KESİLMESİ TALİMATI VERİLDİ

İllegal çete mensubu hain teröristlerce (FETÖ) öncelikle Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin kontrol altına alınmasının istenmesi üzerine İstanbul'da bulunan Hv.K.Komutanı Org.Abidin ÜNAL tarafından Ankara'da Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Vekiline Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin teröristlerden temizlenmesi ve tüm bağlantıların kesilmesi talimatı verilmiştir. Talimatın gereği yapılarak Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi işlevsiz hale getirilmiştir. Aynı anda tüm yetkilerin Eskişehir'deki Hava Harekat Merkezinde olduğu, Hava Kuvvetleri Harekat Merkezinin hiçbir talimatının yerine getirilmemesi, Hv.K.Komutanı talimatı olmadan hiçbir uçuşa izin verilmemesine ilişkin direktif, mesaj ile tüm birliklere yayımlanmıştır.

AKIN ÖZTÜRK'ÜN İKNA ETMESİ İSTENMİŞTİR

Ayrıca Hv.K.Komutanı Ankara'da AKINCI Üssü lojmanları bölgesinde bulunan Orgeneral Akın ÖZTÜRK'ü arayarak kendisine 4'üncü Ana Jet Üssü AKINCI'dan kalkan uçakların yasa dışı olduğunu, ivedilikle AKINCI'ya giderek oradaki kalkışmada bulunanları ikna etmesini istemiştir.''

ÖZTÜRK: HAVA KUVVETLERİ KOMUTANI BENİ ARADI

Genelkurmay'ın açıklamalarının ardından gözler Akın Öztürk'ün ifadesine çevrilirken, Öztürk; 'Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve uçakların Ankara'da alçak geçiş yaptığını söyledi, 'Bu duruma müdahale et' dedi.' ifadelerini kullanmıştı.

İŞTE AKIN ÖZTÜRK'ÜN İFADESİ

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk, savcılık ifadesinde, "Askeri darbeyi planlayıp, yöneten bir kimse değilim. Bu askeri darbeyi kimin planlayıp, yönettiğini bilmem" diyerek olay günü, İstanbul'da bir arkadaşının kızının düğünü olduğunu, düğüne katılması gerektiğini ancak İzmir'deki noter işleri dolayısıyla gidemediğini, İzmir'de noter işlemleri yaptığını ispat edebileceğini söyledi. Saat 13.30 sıralarında Ankara'ya askeri uçakla yanında Kara Kuvvetleri Komutanı ile geldiğini ve doğrudan torunlarını görmek için Akıncı Üssü'ne gittiğini söyleyen Öztürk, Akıncı Üssü'ndeki lojmanda akşama kadar vakit geçirdiğini ifade ederek, "Akıncı Üssü'nde mutat uçak iniş ve kalkışları oluyordu. Devamlı hareketlilik olduğu için önce bir şey fark etmedim, düğün sahibi Mehmet Şanver'i aradım, tebrik ettim. Bir süre sonra o da beni tekrar aradı. Uçakların alçak uçuş yaptığını, ne olduğunu sordu. Televizyonda alt yazı geçtiğini söyledi. Ben de bu sırada televizyonda gelişmeleri izliyordum.

DURUMA MÜDAHALE ET

Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve uçakların Ankara'da alçak geçiş yaptığını söyledi, 'Bu duruma müdahale et' dedi. Bunun üzerine üs komutanlığına telefon ettim. Görüştüğüm kişi üs komutanı ve misafir olarak orada bulunan Kubilay Selçuk idi. Genelkurmay Başkanı'nın da üste olduğunu söyledi. Ben de hemen yanına gittim. Yaklaşık 5 dakika içerisinde Genelkurmay Başkanı'nın yanına gittim. Gittiğimde hava kararmıştı ancak saatin kaç olduğunu bilemiyorum. Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Tümgeneral Kubilay Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli ile çay içiyordu. Bana, 'Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et' dedi. Ben onlarla konuşmaya başladım. Bu sırada İstanbul'da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Üste oda içerisinde televizyon açıktı, bunları görebiliyordum. Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli'ye darbenin olamayacağını, demokratik kurumların işlediğini, halkın bu işe tepki gösterdiğini anlatıp, ikna etmeye çalıştım. Kendilerine, itiraz ettikçe bağırıp, çağırdım. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanı da onları ikna etmeye çalıştı. 3-4 kez bunları tekrarladım. Benim onlara emir verme yetkim yok ama bir büyük olarak, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal'ın isteği üzerine onlara telkinde bulunup, ikna etmeye çalıştım. O sırada, soyadını bilmediğim Ömer isimli bir amiral de oraya geldi. Benim telkinlerim sonuç verdi. İkna oldular. Yeni uçak üsten havalanmadı. Havadakilerin görevleri devam etti. Üsse dönen uçaklar bir daha gönderilmedi. İkna sürecinin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. Sonunda onlar ikna olunca Genelkurmay Başkanı, Başbakan ile görüştü. Bana 'sen burada kal, bunları iyice ikna et' dedi. Daha sonra helikoptere binip, Başbakanlığa gitti. Sabah erken saatlerdi fakat saatin kaç olduğunu bilmiyorum.

ATEŞ AÇILDI

Ben üste bir saat daha kaldım. Her şeyden emin olduktan sonra Başbakanlığa helikopter ile gidecektim. Helikoptere bindim ancak havada başka uçak ve helikopterler vardı. Bana havadaki uçaklardan ateş açıldı.Üsse geri döndüm, bir süre sonra üsten helikopterle ayrılmak için teşebbüste bulundum. Bacağımdan yaralandım. Beni yaralayan mermilerin uçaklardan açılan ateş sonucu mu yoksa yerdeki birliklerden mi açıldığını bilmiyorum' dedi.