2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunundan önce 36.411 Belde ve köy vardı. Bu köy ve beldelerin nüfusu ise 17.178.953 kişi idi. Bu rakam sadece, köy ve beldelere ait ve kent 'kırsal alanını ve kırsal nüfusunu' kapsamıyordu.
Bu köy ve beldelerin hemen hemen yarısı büyükşehirlerin idari sınırlarına dahil edildi.
Bir gün içinde 18.608 köy ve belde, mahalle oldu ve kentli oldu.
O gün itibariyle 17.803 köy ve belde ile 10.545.502 kişi ise buharlaşmış oldu.
Güncel de, köy ve belde sayısı toplamımız 18.678.
Yani 2012'den sonra 17.733 köy ve belde, mahalleye dönüşmüş.
Nüfus ise 2019 itibariyle 6.003.717 kişiye düşmüş.
Sayıya kent 'kırsal alan' nüfusu dahil değil.
Yani biz güncel olarak, sadece şeklen köy ve beldelere sahip olan ancak kent kırsal alanını yok sayan bir ülke olmuş olduk.
Ne yazık ki (büyük zafiyet olacak ki?) bu satırların yazarı, ülkemizin gerçek kırsal alan sayısını ve gerçek kırsal nüfusunu bulamadı. Daha doğrusu örtüşen, resmi ya da kurumsal rakamlara ulaşamadı.
Peki, bu neden önemli?
Öncelikle nüfus projeksiyonu açısından önemli.
Sonra ekonomi için, kültür için, sağlık için ve tarım için önemli.
Hele hele sizin, planlama ya da projelendirmeye referans olacak verilere, su gibi hava gibi ihtiyacınız varsa, çok önemli.
Mesela; geçen hafta paylaştığım, Tarımsal GSMH'yı (yaklaşık 275 milyar TL ve 48,5 milyar dolar) 6 milyon kişi mi üretiyor? Yoksa 21 milyon kişi mi?
Yani bütün tarımsal faaliyetler, köy ve belde olan 18.678 yerde mi yapılıyor?
17.773 eski köy ve beldeden milli hasılaya, tarımın katkısı olmuyor mu?
Bu hasıla katkısı, sadece 18.678 köy ve beldelerden mi elde ediliyor?
Kent kırsal alanlarının ya da nüfusunun tarımla ilgili bütün bağlarını yasakladık mı? Ne oldu?
Yoksa siyaset, işine geldiğinde hasılayı 2012 öncesi üretim alanlarından alırken, hasılanın paylaşımını yeni köy ve belde sayıları ve nüfusu üzerinden yapmayı çok mu sevdi?
*
Elimdeki kırsal alan nüfus verisi, FAO'nun 2017 yılına ait olan % 25,6'lık oran verisine ait.
Aynı yıl nüfusuna göre oran bizi, 2017 yılı için 20.687.494 kişilik bir nüfusa ulaştırıyor.
Oranı, artısıyla eksisiyle, 2018 ve 2019 yılına uyarladığımızda, sırasıyla 20.993.023 ve 21.287.679 kişilik bir kırsal alan nüfus verisi elde ediyoruz.
Şimdi 2017 ve 2019 açısından duruma bakalım:
2017 yılında Tarımsal GSMH'ya göre kırsal alan nüfusunun kişi başı payı: 9.145 TL/yıl ve 2.507 $/yıl
2017 yılında Tarımsal GSMH'ya göre köy belde nüfusunun kişi başı payı: 31.146 TL/yıl ve 8.572 $/yıl
2019 yılında Tarımsal GSMH'ya göre kırsal alan nüfusunun kişi başı payı: 12.923 TL/yıl ve 2.275 $/yıl
2019 yılında Tarımsal GSMH'ya göre köy belde nüfusunun kişi başı payı: 45.821 TL/yıl ve 8.068 $/yıl
*
Sonuç olarak neresinden bakarsanız bakın, kişilerin tarımsal hasıla katkısı döviz cinsinden düşüyor.
Türk lirası cinsinden ise artıyor.
Bu artış miktarı hızının diğer sektörler karşısındaki durumunu ise ayrıca analiz etmek gerekiyor.
Peki, bu rakamları şuan idari yapıdaki köy belde sayısına göre mi, yoksa önceki duruma göre mi okumak lazım?
Konu üretim ise bir şekilde, kırsaldaki üretimle ilintili olan ve kırsal nüfusu oluşturan kent kırsalını da analize dahil etmek gerekmiyor mu?
Yani üretim katkısını tüm kırsalın fiziksel ve demografik yapısından alıp, sonra bunu kişiler üzerinden bölerken, kişi başına düşen payı, sadece resmi tanımlı kırsal alan üzerinden yapmak doğru mu oluyor?
Bunun mahalleye yani tarım sektörüne nasıl bir katkısı var?
Mevzu kafamız rahatlasın, rakamlar büyük olsun değilse eğer?