Bafra Rüşdiyesi ile ilgili araştırma yazımızın dördüncü ve son bölümü.

1879, 1880 ve 1881 yıllarında okulda yalnızca iki muallim görev yapmıştır. Bu tarihler arasında muallim-i sanilik kadrosu olmasına rağmen boş kalmış, muallim-i evvellik vazifesi Mehmet Emin Efendi ve rika mual-limliği vazifesi de İsmail Efendi tarafından ifa edilmiştir.

Yani zikredilen dönemden az önce muallim-i sani İbrahim Efendi okuldan ayrılmış, sülüs muallimi İsmail Efendi de rika muallimliğine geçmiştir.

1880'lerin başında boş kalan muallim-i sanilik görevine sonraları Hafız Bilal Efendi getirilmişse de bu hocanın 1887 yılında vefatıyla bu kez aynı yılın Ağustos ayında, Bafra Rüşdiyesi'nden mezun İsmail Efendi okulun muallim-i saniliğine getirilmiştir.

Bafra Rüşdiyesi'ndeki eğitimin niteliği hakkında net bir şeyler söylemek, eldeki kayıtların yetersizliğinden dolayı bugün için zordur.

Ancak Bafra Rüşdiyesi'nde devrin şartlarına göre, iyi bir eğitim verildiğine dair kayıtlar da bulunmaktadır.

Bafra Rüşdiyesi öğrencilerinin yılsonu sınavlarında başarılı olduklarına dair, Maarif Nezareti tarafından gazetelerde ilanlar verilmesi buna iyi bir örnek teşkil eder.

Öğrencilerin okula normalde Bafra'daki ibtidaî okulların mezunları arasından sınavla alınması gerekiyorken, bu sınavlara dair bir kayda rastlanamamıştır.

1893 yılında, Cami-i Kebir (Büyük Cami) Mahallesindeki ibtidaî mektebinin üçüncü sınıfına gelmiş öğrencilerin de bu rüşdiyeye devam edebilmelerine müsaade edilmişse de sonradan, bu öğrencilerin durumlarının yetersizliğinden dolayı rüşdiyeye devam edemeyeceklerine karar verilmiştir.

1897 yılında okula muallim-i salis olarak atanan Hacı Seyyid Ağazade'ye yapılan imtihana ait tutanak ise o sıralardaki öğretmen kalitesi hakkında bilgi verici mahiyettedir. Bu sınavda hoca namzedine Arapça, Farsça, Kavaid-i Osmaniye ve İmla (Gramer), Hesap, Osmanlı Tarihi, Kısas-ı Enbiya (Peygamberler Tarihi) ve Coğrafya derslerinden sorular sorulmuş; bu soruların her birine yeterli cevaplar verdiği anlaşılan Hacı Seyyid Ağazade başarılı sayılarak rüşdiyedeki vazifesine başlayabilmiştir.

Yazı dizimizin sonunda böylesi kapsamlı bir araştırmaya imza atan Sayın Mesut Ayar'a teşekkürlerimizi iletiriz.