Bugün Kurban Bayramı.
Yalnız İslam dünyası değil, dünya ayakta.
Nedeni ise dünya coğrafyasında yaşayan Müslümanlar kurban kesme ibadetlerini yerine getirecek ve gerekli dağıtımı yapacaklardır.
İslam dünyası kanlar içindedir. Müslümanlar, kendi paralarıyla aldıkları silahlarla birbirlerini öldürüyor. Batı emperyalizmi Müslümanları bizzat öldürme tenezzülünde bulunmuyor. Müslümanları birbirlerine öldürtüyor. Hem de kendi üretip para ile Müslümanlara sattığı silahlarla öldürüyor.
'İti öldürüp sahibine sürüttürmek' gibi bir alçaklıkla bunu yapıyor.
Yüreğimiz yanık, bağrımız delik.
Türkücü, '99 yaram var bir de sen vur' diyor ya!
İşte 15 Temmuz da bunun gibi bir şey.
Şehitler yurdu bu diyarda kim derdi ki bu milletin peygamber ocağı olarak nitelendirdiği yerden kendisine namlular çevrilecek, üzerine tanklar sürülecek, havadan bombalanacak
. 15 Temmuz'dan en büyük yarayı Müslümanlar ve Müslümanların kurduğu hayri kurumlar almıştır. Bu yaralar yarım asır sarılamaz.
Artık vatandaş herhangi bir hayri kuruma para verirken adının yazılmasını istemiyor. Kurbanını vermek istemiyor. Çocuğunu devletten başka bir kuruma vermek istemiyor.
15 Temmuz sivilleşmeyi de ortadan kaldırdı.
Yeni Türkiye'de yeni demokrasi diyorduk. Onu da unutturmaya çalışıyor.
Hangi bayramı kutlayacağız? Aynı dili konuşmayan Müslümanlar, birbirleriyle nasıl bayramlaşacak?
Bayramlar ortak paydanın, ortak dilin, ortak sevincin, ortak geleceğin, ortak umudun, ortak duygunun, ortak paylaşımın ve sevdanın günleridir.
Aldılar bunları ümmetten… Ümmet bilinci dedik. Gerçekten nedir bu ümmet bilinci?
Ümmet olabildik mi?
Ah o günlerin kara sevdası. Kalmadı bu kara sevdalar. Onlar gözü karaların sevdalarıydılar.
Ya şimdiler nedir acaba?
Umutsuzluk bizim işimiz ve yaşamımız değildir. Çünkü umutsuzluk, inanmayanın harcıdır, bizim değil.
İnanıyoruz, öyle ise güçlüyüz ve er- geç başaracağız. Bu inanç ve duyguyla bayram yapıyoruz . O halde bayramımız kutlu olsun. Selam , sevgi ve dua diyor, hepinize saygılar sunuyor, esenlikler diliyorum.