Son günlerde Türkiye'nin gündemini biber- domates ve salatalık kavgası doldurmaktadır.

Aslında bu kavga, fakirin mutfağındaki yangının dışarıya vurumudur.

İktidar bu konuya oy kaybı, muhalefet de oy kazanma kaygısıyla yaklaştığı içindir ki, çözüm bulunamamaktadır.

İktidar panikleyerek bundan 20-30 yıl öncesi tedbirlerle buna çözüm ararken, muhalefet de birkaç oy nasıl alırım hesabıyla ellerini ovuşturmaktadır.

Devlet, Afrika'da bazı yardım kuruluşlarının oluşturdukları yardım noktaları gibi çadırlarda biber, domates, salatalık ve patlıcan satmaya başlamıştır.

Biz kabile devleti değiliz.

Zorunlu hallerde NARH adı altında fiyatlara sınır getiremez miydik?

Böylelikle hem esnaf iktidarla karşı karşıya getirilmez, hem de yine üretici, tüketici ve bu ikisinin ortasındaki esnaf tedirgin edilmezlerdi. İlle de bir tarafı tamir ederken öbür tarafı yıkmak zorunda mıyız?

Burada söz konusu olan vatandaşın mutfağındaki yangını söndürmek değil midir?

Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında bunun yaşanmış ve uygulanmış örnekleri vardır.

Muhalefet el ovuşturma yerine çözüm önermelidir. Türkiye'nin bu manzarası el ovuşturmayı değil çözüm önerileri geliştirmeyi gerektirmektedir.

Fiyatların düşmesi üretimle ters orantılıdır. Üretim artıkça fiyatlar düşer ya da üretim azaldıkça fiyatlar yükselir. Bu mesele bir arz- talep dengesidir.

Antalya'da seraların zarar görmesi bu gıda terörünün ilk adımı olmuştur. Ancak yetkililerin ifadesine göre zarar gören seraların oranı yüzde bir seviyelerindedir. Eğer gerçekten öyle ise bunun adı yüzde yüz istismardır, vurgundur, terördür, halkın mutfağına bomba atmaktır ve rızkıyla oynamaktır.

Bu arada üreticinin üretim, depolama, paketleme ve nakliye giderlerini de hesaplamak zorunda olduğumuzu unutmamak gerekir. Ayrıca belediyelerin satışlarındaki nakliye ve eleman giderlerinin de nereden karşılandığı da hesap edilmelidir.

Yegane günah keçileri olarak manavlar ile birkaç toptancı esnafını göstermek de haksızlık olur diye düşünüyoruz.

İsterseniz de Bakan'ın sözü ile bitirelim: Mevsimsiz sebze yemeyelim vesselam…

Selam ve sevgi ile…