Birçok kez gitmiştim Ayvacık'a.
Ama bu kez aklıma takıldı o meşhur türkü.
Melodisini bilsem de terennüm etmek için değil elbette.
Bu yıl Salıpazarı, Terme tam bir felaket yaşamış Çarşamba fazla etkilenmemişti.
Sel baskınlarında iki kişide sel sularına kapılıp can vermişti.
Hani söylüyoruz türküde 'Çarşamba'yı sel aldı' diye.
Bugünlerde bakıyoruz Yeşilırmak olmuş kuzu.
Kızarsam/köpürürsem yıkarım durumu yok.
Var olan gücünü kullanacak durumda değil.
Üzerine kurulu öylesine iki baraj var ki…
Kendisine 'Yeşilırmak sen bu hale düşecek miydin?' dedirtmiş.
Suat Uğurlu Barajına kadar kendi halindeki Yeşilırmak, Ayvacık ilçe merkezindeki göl alanıyla aslında nasıl saklı bir güce sahip olduğunu gösteriyor.
Evcilleştirilen Yeşilırmak kucaktaki kedinin uysallaşmış halinden farklı değil.
Ama hakkını verelim Ayvacık'a Saklı Cennet adını verdirende o.
Bu kez Yeşilırmak'ın devasa gücünü farklı açıdan gözlemlemek istiyordum. Fakat gittiğim her yeni rota arayışlarımda eşim, 'Bilmediğimiz yerlere gitmeyelim' çıkışlarıyla bunaltmıştır beni.
Yine onun söylemleriyle Hasan Uğurlu Baraj gövdesinden geçip beton asfaltta tırmanırken baraj gölünün dağların aralarına küçüklü büyüklü koylardaki enfes görüntüleri karşıladı bizi.
Epey ilerlememize rağmen göl alanını aşıp ırmak yatağına ulaşamamıştık.
İçimdeki merak ise bana 'Git gidebildiğin kadar' diyordu.
Aşağılarda kalan baraj gölü Yeşilırmak'ın gücü kadar ülke ekonomisi açısından ne denli bir potansiyel olduğunu gösteriyordu. Çevredeki dağlarla aynı seviyeye çıkınca, böylesine bir gücün istenirse kontrol altına alınabileceği gerçeğini yansıtıyordu.
'Acaba şurada mı/burada mı konaklasak?' derken her iki vadiyi görüş alanına aldığımız sapakta, geldiğimiz yön için Ayvacık/Samsun, devamında ise Kabaklık tabelası karşıladı bizi.
Devasa su deryasının görselliği aşağılarda, karşımızda ise Erbaa topraklarıydı.
Yeşilırmak dağların aralarında küçük koylar oluşturmuş, çok fazla yapacak bir şeyi de yoktu.
Böyle bir gücün kaynağına ilerlemek insana farklı duygu veriyor.
Suat ve Hasan Uğurlu Barajlarıyla dizginleri ele alınan bir güç, izin verildiği kadarıyla denizle buluşabiliyordu.
Tablonun tercümesi 'Su Akarken Türk Bakmıyordu'.
Kontrolsüz güç tehlikedir ama Yeşilırmak yıllardır kontrol altında.
İstediğimiz kadar 'Çarşamba'yı sel aldı' türküsünü söyleyelim.
Bir gerçek var ki artık kolayına 'Çarşamba'yı sel almaz.'