Münevver Uğurlu.

SAMİKAD Başkanı.
Sessizliğin devam ettiği günümüzde ortaya çıktı.
‘Dayanacak gücümüz yok’ dedi.
Siyasi belirsizliğin iş dünyasında ciddi krize neden olduğunu öne sürdü.
Daha da ileri giderek “Yeniden seçim olsa bile, kasım ayına kadar dayanacak gücümüz yok” diye devam etti.
Haksız mı?
Bence haklı.
Sayısız sivil toplum kuruluşu erkek başkanları sessiz kalırken, Münevver Uğurlu bir kadın olarak ‘silkelenelim’ demeye getirdi.
Endişeleri de sıraladı:
İş dünyasında ciddi bir güvensizlik var.
Şu anda her şeyi erteliyoruz.
Ticarette istikrar kalmadı.
Masraflar sürekli devam ediyor.
Borçlar artıyor.
Seçim öncesindeki durgunluk devam ediyor.
Herkes korku içinde.
Ne olacak endişesi yaşıyor.
Bir bankadan kredi alınarak diğer bankanın borcu ödeniyor.
Şüphesiz bu olumsuzlukları, sadece siyasi belirsizliğe bağlamamalı.
Çünkü yeni değil.
AK Parti iktidarı ile birlikte bu ülkede pembe tablolar sürekli yinelenir oldu.
Esnaf ve sanatkarların kooperatif başkanları da iktidarın pembe tablolarına kendini kaptırarak üyelerini kredi almaya teşvik etti.
Alınan krediler işe değil, borçlara kullanıldı.
Yara daha da açıldı.
Günümüzde borçsuz esnaf ve sanatkar yok.
Siyasi istikrar sağlansa esnaf ve sanatkara ne denli sirayet edecek?
Doğrusu belli değil.
Herkes bir arayış içerisinde.
İçerisinde ama çırpındıkça ne yazık ki batıyorlar.
Münevver Uğurlu gibi cesaretle ortaya çıkıp bulunduğumuz ortamı dile getirenler ne yazık ki çok sınırlı.
Herkes, kendine zarar vereceği endişesi ile sessiz kalmayı tercih ediyor.
Günün birinde bu sessizliğin faturası şüphesiz ağır olacak.
Keşke zamanında ortaya çıkıp doğruları dile getirebilseydik, diyenlerimiz çoğalacak.
Kısacası, işadamlarımız endişeli.
Esnaf ve sanatkarımız çaresiz.
Sade vatandaş da geçinemez halde.
Borçsuzun kalmadığı bir ülkede yüzlerin gülmesi mümkün mü?
Yorum sizin.