Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu'na katıldı.

Genel kurulda yaptığı konuşmada Suriye krizi konusundaki tavrı nedeniyle Birleşmiş Milletler'i sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, 'PYD'yi terör örgütü olarak görmeyen' ABD ile Suriye'de sivil halka yönelik saldırıları sürdüren Rusya ve Esed rejimine mesaj verdi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o konuşması:

İran destekli Şii milislerin ve Şebbihaların acımasız katliamlar gerçekleştirdiklerine dair haberler alıyoruz. Suriye, kirli ittifakların kurulduğu, insanların canı ve kanı üzerinden pazarlıkların yapıldığı bir ülke haline geldi. Rejim ve rejim destekçisi ülkeler, DAİŞ ve PYD gibi terör örgütlerini sürekli palazlandırıyor. Esed, iktidarını devam ettirebilmek için tüm ülkenin yıkılmasına, terör örgütlerine ve yabancılara peşkeş çekilmesine rıza gösteriyor.

Şayet Rusya ve rejimin Halep'e yönelik hava bombardımanı, kara harekatı saldırıları devam ederse bu sayının 600 binlere yükselme imkanı var. Biz en kötü senaryoyu da hesaba katarak hazırlıklarımızı yapıyoruz, önlemlerimizi alıyoruz.

"Neymiş, 'Kapınızı açın, onların alın.' Peki ey Birleşmiş Milletler sen ne işe yarıyorsun, senin görevin ne? Şu ana kadar 10 milyar dolara yakın mülteciler için para harcamış olan Türkiye'ye bu mülteciler için sen ne kadar destek verdin?

Bizim alnımızda 'enayi' yazmıyor kusura bakmayın. Bu işin hakkı neyse bunu yapın. Biz bir yere kadar sabır, sabır, sabır ondan sonra da gereği neyse bunu yaparız. Herhalde otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor.

İşte en son buyrun bakın, dost, NATO'da müttefikimiz ne diyor? 'Biz PYD ile ittifak halindeyiz' diyor. Hani bu dünyada terörle mücadele vardı. Bu nasıl bir terörle mücadele? PYD'yi PKK'dan ayrı görmeyecek kadar maalesef gözleri kapalı olanları görüyoruz ve kalkıp kendi uluslararası güvenlik elemanına Kobani'de plaket veriyorlar, bu belgeyle ortada, her şeyiyle ortada. Buna rağmen hala PYD'yi, YPG'yi 'terör örgütü değil' diye değerlendiriyorlar. Bütün bu gerçekler ortadayken Türkiye'ye uluslararası yükümlülüklerini hatırlatmak açık söylüyorum, ikiyüzlülüktür. Burada şayet uluslararası yükümlülüklerini hatırlaması gereken bir yer varsa bu öncelikle Birleşmiş Milletler'in ta kendisidir ve Güvenlik Konseyi'dir. Güvenlik Konseyi bir iki ülkenin kaprislerine, çıkarlarına mahkum edilmiştir. Buradaki tıkanıklığın, çaresizliğin bedelini 400 bin Suriyeli hayatlarıyla 12 milyon Suriyeli göç ederek ödemiştir, ödemeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler bize çağrıda bulunmak yerine tüm kurum ve kuruluşlarıyla Suriye'de yaşanan insanlık dramının ve etnik temizlik faaliyetlerinin önüne geçmek için daha fazla çaba sarf etmelidir.

Yabancı düşmanı, ırkçı ve İslamofobik akımlar marjinal olmaktan çıkarak giderek merkeze oturuyor. Avrupa bu utanç çukurunda debelenirken biz millet olarak insani görevlerimizi hakkıyla yapmanın çabası içindeyiz. Şunu unutmayın, Allah hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz. Bu böyle. Bize bir kereliğine vereceğiniz 3 milyar euro bütçemize değildir, mültecileredir. Bunun bu olaylar devam ettiği sürece devamı gerekir. Aksi takdirde biz şu ana kadar sizden para gelecek diye 9 milyar doları harcamadık. O bizim misafirperverliğimizin bir gereğiydi, biz bunu yaptık. .