Samsun Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Kübra Tüfek, 20 Kasım Çocuk Hakları Gününe ilişkin yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler tarafından 1989 yılında kabul edilen Çocuk Hakları Sözlemesinin, Türkiye'de kağıt üzerinde kaldığını söyledi. Tüfek, "Çocuklarımızı gerçekten koruduğumuzu ve haklara sahip olduğunu söyleyebilmemiz için, onların bedensel gelişimleri kadar duygusal ve sosyal gelişmelerini de sağlamış olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLUKLARINI KAÇIRIYORLAR

Bireyin gelişimindeki en önemli sürecin eğitim olduğunu kaydeden Tüfek, "Türkiye, ne yazık ki eğitim alanında süreci bir türlü tamamlayamadı. Sürekli değişen bir milli eğitim müfredatımız ve sınav sistemimiz nedeniyle, çocuklarımız ciddi bir bunalımın içerisine girdi. Belirsizlik çocuklarımızın ruhsal durumunu önemli ölçüde etkiliyor. Sınava günler kala sistem değişikliği nedeniyle, çocuklar hangi sınava dahi hazırlandıklarını bilemiyor. Çocuklarımız, zaten eşit koşullarla yarışmadıkları bir sistemin kölesi olarak belirsiz bir sınava hazırlanırken, çocukluklarını kaçırıyor" diye konuştu.

YATIRIM YAPILMALI

Çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesinin insan haklarının en önemlilerinden birisi olduğunu tüm uygar uluslarca kabul edildiğini belirten Tüfek, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü: "Samsun Barosu tarafından bu amaçla büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Çocuklarımızı geliştirmek adına iki köy okulunda kütüphane kurarak, çocuklarımızın kişisel gelişimine bir parça da olsa katkı sağlamak istedik. Özellikle merkeze uzak olan köy okullarını tercih ederek, çocuklarımıza haklarını anlatırken, küçük hediyeler getirerek, onların bizler için ne kadar önemli olduklarını onlara hissettirmeye çalıştık. Samsun Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak tüm okullara ulaşmayı ve çocuklarımızın kocaman yürekleriyle, temas kurmayı hedefliyoruz. Çocuklar tüm toplumların gözbebeği, yarınlarıdır ve umutlarımızdır. Sağlıklı toplumlar elde etmek için, bugünün çocuklarına yatırım yapılmalı. Sağlıklı ve mutlu yetiştirilecek olan çocuklar yarınların, sağlıklı ebeveynleri olacaktır. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun bütün çocukların, minik bedenlerinin bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimlerini en iyi şekilde tamamlamalarını, dostluk, barış, evrensel kardeşlik ortamında yaşamalarını cani gönülden diliyoruz."