CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hükümetin Suriye politikasını eleştirdi.
'Suriye'de kaybedenler, Türkiye, Türkmenler, sivil vatandaşlar' diyen Kılıçdaroğlu, 'Bayırbucak'tan söz ediyorlar. Ne bayırı kaldı ne bucağı kaldı. Hala dünyadan haberleri yok bunların. Suriye'deki yıkımın boyutlarını vereyim size, Suriye'de savaş başladıktan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 470 bini aştı. Bunların vebali günahı bu ülkeyi yönetenlerdir. Ölen her çocuğun, kadının, sivilin günahı bunların boynundadır. Yaklaşık 2 milyon Suriyeli yaralandı. Bunların sorumlusu kim? Eğer bunun sorumlusunu kendi vicdanına sormuyorsan vatandaşım, sen bu ülkenin yönetiminde söz sahibi değilsin, olmamalısın. Soracaksın kendine. Onlar Müslüman değil mi? Müslüman. Müslüman kanı akıtmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin görevi oldu. Akan kan yazık günah değil mi? Cumhuriyetin hiçbir döneminde olmadı bu' ifadelerini kullandı.
'ANCAK ENAYİLER BU SÖZLEŞMEYİ İMZALAR'
Geri kabul anlaşmasıyla ilgili ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Türkiye'den bir kişi Avrupa'ya giderse, Avrupa isterse herhangi bir ülkeden onu alıp Türkiye'ye iade edecek. Bunlar gittiler tıpış tıpış sözleşmenin altına imza attılar. Karşı çıkan sadece biz olduk. Bu anlaşmayı imzalamayın dedik. Şimdi ben soruyorum. Kim milli, kim gayri milli? Şimdi Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor diyor ki, 'Bizim alnımızda enayi yazmıyor' güzel, 'Kusura bakmayın' bu da güzel. Suriye'deki mülteciler için söylüyor, 'Bu işin hakkı neyse bunu yaparız. Herhalde uçaklar, otobüsler boşuna durmuyor. Gereği neyse bundan sonra o yapılır' diyor. Peki sen geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Sen otobüse doldurursun o da aynı otobüsü sana gönderir. Der ki 'altına imza attın sen.' Şimdi ben bir daha soruyorum, bunlar milli mi, gayri milli mi? Sen hangi gerekçeyle gidersin 2,5 milyon mültecinin Türkiye'de olduğu bir dönemde böyle bu anlaşmanın altına imzanı atarsın. 'Alnımızda enayi mi yazıyor' vallahi de yazıyor. Çünkü ancak enayiler bu sözleşmeyi imzalar. Kaldı ki biz bu parlamentoda görüşürken bu yanlıştır dedik. Şimdi tehdit ediyorlar.'