İl Başkanı Akcagöz, Baykal'ın açıklamalarının klikleri harekete geçirdiğini; Soylu ve Türkoğlu CHP ilkeleriyle çeliştiğini; Deveci yol gösterici olduğunu; Binici de haklı olduğunu ve parti listelerinin şişirildiğini söyledi

CHP'nin Eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programında yaptığı açıklamalar geniş yankı buldu. Baykal'ın Türkiye'nin YPG güçlerini bombalamasına yönelik, 'Türkiye'nin bombalama hakkı vardır' ve partisiyle ilgili "CHP'yi daha iyi görmek istiyorum. Artık Kılıçdaroğlu geride kalması gerekiyor" değerlendirmeleri, partililer arasında görüş ayrılıklarına neden oldu. Baykal'ın açıklamalarını CHP Samsun İl Başkanı Tufan Akcagöz, Atakum İlçe Başkanı Cemil Deveci, eski il başkanları Dinçer Soylu ve Yılmaz Türkoğlu ile eski milletvekili Suat Binici değerlendirdi.

SAVAŞLA DEĞİL SUHULETLE
CHP Samsun İl Başkanı Tufan Akcagöz, Deniz Baykal'ın eski genel başkan ve Antalya milletvekili olduğunu, konuşmasının CHP'yi bağlamayacağını belirterek, "Sayın Baykal, programda kendi doğrularını söyledi ve söyledikleri şahsını bağlar. Söylediklerinden bir tanesi Azez hattının bombalanması ve hattın açık bırakılması gerektiğidir. Ben savaş denilince tüylerim diken diken oluyor. Ta Çanakkale'ye gitmeye gerek yok, yakınlarda da gençlerimizi, arkadaşlarımızı şehit veriyoruz. Binlerce Suriyeli, Iraklı Türkiye'de, vatanlarından uzaklaşmışlar. AKP'nin dış politikası sınıfta kalmışken, Baykal'ın yapılan bombalamayı haklı görmesinin bize faydası ne olacak? Rusya'nın o bölgede siyaseti hala devam ediyor. Biz istiyoruz suhuletle bir takım şeyler çözülebilsin. AKP'nin A planı 'hadi vuralım'; peki 'B planı' ne olacak? Biz Karadeniz'de yaşıyoruz, Rusya'nın teknik gücü karşısında savaşa girmeye hazır mısın bakalım? Bu olayların 3. dünya savaşını tetikleyebileceğini söylüyorlar. Ortadoğu karman çorman. Bence Baykal çok kritik bir laf etti. Tabi onun altını doldurması gerekir. Beni kimse oraya sürmez ama Samsun'dan birçok arkadaşımız mutlaka o cepheye gidecek ve bizim içimiz kanayacak. Ben bu açıdan bakıyorum" diye konuştu.

KLİKLERİ HAREKETE GEÇİRDİ
Akcagöz, Baykal'ın CHP ile ilgili açıklamalarını çok şık bulmadığını söyledi. Akcagöz, "Baykal, CHP'de işlerin 3-4 yıl böyle gidemeyeceğini söyledi. Tabi partilerin bir işleyişi var ve bunu en iyi Baykal bilir. Bu işlerin çözüm yolu kurultaylardır. O süreç içerisinde ne olacaksa olur. Tabi Deniz Baykal'ın biraz da akil adam tarafı var. 18 yıl partinin genel başkanlığını yapmış, 5-6 yıldır genel başkanlıktan uzak olsa da 1974 yılından beri aktif olarak siyasetin içinde. CHP'ye yönelik net, cepheden bir eleştiri yapıyorsa, bunu parti içinde yapması, partinin kapalı toplantılarında dile getirmesi daha iyi olurdu. Kamuoyunun önünde bunların tartışılmasını çok şık bulmuyorum. Baykal böyle bir açıklama yapınca, buna katkılanlar ve katılmayanlar olarak ikiye bölünüyorsun. Baykal'ın konuşması parti içindeki klikleri ve hizipleri harekete geçirip kutuplaştırıyor, sakıncası bu" şeklinde konuştu.

YAKINLAŞMA DEĞİL
CHP İl Başkanı Akcagöz, Baykal'ın söylemlerinin AK Parti'yle paralellik göstermesini de şu sözlerle değerlendirdi: "Baykal'ın AKP siyasetine yakınlaştığı görüşü ise mümkün değil. Baykal'ın doğrularının AKP ile buluşuyor olması, AKP ile yakınlaştığı anlamına gelmez. Durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterdiğine göre AKP'nin uygulamalarının da Deniz Baykal'ın doğrularıyla buluşması mümkün olabilir."

YOL GÖSTERİCİLİK YAPIYOR
CHP Atakum İlçe Başkanı Cemil Deveci ise Baykal'ın Türkiye siyasetine yol göstermeye çalıştığını ifade etti. Deveci, "Deniz Baykal son grup toplantısındaki ve televizyondaki konuşmasında Türkiye'nin içinde bulunduğu ulusal ve uluslararası sorunların altını çizdi. Hükümete yönelik ciddi uyarılarda bulundu. Ayrıca siyaset kurumuna, hem iktidar partisi hem de muhalefet partilerine ayrı ayrı uyarılarda bulundu. CHP'nin içinde bulunduğu sıkıntılara işaret etti, çok net çözüm yolları; yani kurultay, yönetim değişikliği önermemekle birlikte, CHP'nin yüzde 25 bloğunda takılıp kaldığını ifade etti ve buradan çıkış bulunması gerektiğini söyledi. Kendisi bir görev talep etmemekle birlikte kendisine düşen her türlü göreve de hazır olduğunu ifade etti. Sayın Deniz Baykal hem Türkiye'nin hem CHP'nin bir bilge kişisi, duayeni gibi değerlendiriyor, ya da öyle görülmesini istiyor. Onun tespit ettiği konular öyle değerlendirilmesine yol açıyor. Hem Türkiye'ye hem de siyasete yol göstericiliği yapıyor. Benim katıldığım noktalar da var, yorumsuz bıraktığım konularda var. Ama genel olarak Türkiye siyasetinin ve Türkiye'nin yönetilmezliği noktasındaki tespitlerine katılıyorum" şeklinde konuştu.

CHP İLKELERİNE TERS
Eski CHP il başkanlarından Yılmaz Türkoğlu ise Baykal'ın CHP politikalarına ters düştüğünü söyledi. Türkoğlu şu değerlendirmede bulundu: "Sayın Baykal, yüzde 25 bloğuna tıkanıp kalan CHP'de bir açılım istiyor. CHP'nin daha aktif olmasını, iktidara yürümesini istiyor. Tabi tüm bunlar tüm CHP'lilerin arzuladığı istediği konular. Ama nasıl yapılacağı konusunda öneriler getirmedi. Baykal'ın Suriye politikalarıyla ilgili değerlendirmelerinde, Türkiye'nin yaptığı bombalamayı haklı bulmasıyla, 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesiyle çatışır duruma düştü. Oysa CHP, Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihan'da Sulh' ilkesini dış politikada ilke edinmiştir. Türkiye'nin her hangi bir çatışma, savaş ortamına sürüklenmesine razı olmayan CHP anlayışıyla burada biraz ters düştü."

SAVAŞ'A TEKİN Mİ GİDECEK?
Eski CHP İl Başkanı Dinçer Soylu ise Baykal'ın açıklamalarını eleştirirken, Samsun Milletvekili Hayati Tekin'in 'Ordu Suriye'ye girmeli' açıklamalarına da tepki gösterdi. Soylu, "Baykal'dan evvel bizim bazı vekillerimizden çatlak sesler çıkıyor. CHP'nin politikası, duruşu belli ama benim vekilim çıkıp 'Savaş istiyoruz' diyor. Kim ne derse dersin, genel başkanımızın konuşması dışındakiler afakidir. Suriye'deki sorunların barış içinde çözülmesi gerekmektedir, biz barışçı çözümden yanayız. Mesela milletvekilimiz Hayati Tekin savaş çığırtkanlığı yapıyor ama kendisi savaşa mı gidecek? Ezilen yine emekli ve yoksul kesimin insanları olacak. Baykal'da açıklamalarıyla iktidarın Suriye politikalarına, Türkiye'nin bombalamalarına hak verdi. Baykal'ın bu açıklamalarına da katılmıyorum. CHP'nin bu konuda bir duruşu varken, mevkii, sıfatı, geçmişi ne olursa olsun kimse CHP'nin üzerinde değildir. Sayın Baykal'ın açıklamalarını da, Hayati Tekin'in açıklamalarını da tasvip etmiyorum. Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesini son ana kadar savunmalıyız. Yapılacak bir hareket Türkiye'yi savaşın içine sokacaktır. CHP'yle ilgili değerlendirmeleri ise parti içinde tartışılmalı. Elbette her CHP'li gibi Sayın Baykal da partinin iyi yerlere gelmesini istiyor" dedi.

TABANI SOĞUTUYOR
Eski CHP Samsun Milletvekili Suat Binici de, Baykal'ın açıklamalarının tabanın sesi olduğunu belirterek, partide şişirilmiş üye kayıtları bulunduğunu söyledi. Baykal'ın geniş deneyimlere sahip bir devlet adamı olduğunu, bu nedenle dış politikayla ilgili sözlerinin tamamının doğru olduğunu ve ciddiyetle dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Binici, Baykal'ın partiyle ilgili değerlendirmelerini ise şöyle yorumladı: "Partiyle ilgili düşünceleri de tabanın düşüncelerinin seslendirilmesidir. Zira CHP'nin yüzde 25 bandında tıkanması, tabanını partiden soğutmanın eşiğine kadar getirmiştir. Burada Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na büyük görev düşüyor. Partiyi yeniden yapılandırmak zorunda. Bunu yaparken de CHP'nin kuruluş felsefesine uygun hareket etmek zorunda. Eğer bunları yapmadığımız takdirde CHP'nin biraz daha ivme kaybedeceğini düşünmekteyiz."

ÜYELER ŞİŞİRİLDİ
Binici açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Ne yapmalıdır? Hemen Deniz Beyle bir araya gelerek, onun da düşüncelerini alarak, 2 ay içinde yapmayı planladıkları tüzük değişikliği ile partinin ilk hedefi üyeyi dondurmak ve kayıt yenilemeyi başlatmak olmalıdır. Çünkü Türkiye'de büyük bir kesimde son ön seçimi üyeler yapmıştır. Üyelerle ön seçim yapılacak diye herkes kendine göre şişirme üyeler yaptı. Bu üyelerin kendileri gelip de partiye kayıt olduklarına şahit olmadık. İnternetten ve yukarıdan kayıtlarla şişirilmiştir. Bir ilçede ön seçim olduğunda 2 bin 500 kişinin 1700'ü gelip ön seçimde milletvekili adayını saptıyor ama aynı ilçede 370 sandığa 370 kişi bulunamıyor. Demek ki bir sıkıntı var. Onun için üye yapısının değiştirilmesi gerekmektedir. Yapılacak olan tüzük değişikliğinde de artık 1980 öncesi gibi delege ile, kongre delegeleri, il delegeleriyle ön seçimin yapılması gerekmektedir. CHP'nin silkelenmesi, kuruluş felsefesine sağdık kalmalı ve 6 okun emirlerini yerine getirerek, Cumhuriyet Halk Partisi yeni CHP değil, yeniden CHP olmalıdır. Sayın Baykal'ın da işaret ettiği budur. "

Erdem EROL