İthalata kota uygulamaları, ek ve dolaylı vergiler getirmek, ithalatta yapılması gereken denetimleri dar bir lokasyonda gerçekleştirerek operasyon süresini uzatarak maliyetleri artırmak, anti damping soruşturmaları , standart ve belge değişiklikleri vs vs.

Evet değerli okurlar, günümüz küresel ekonomisinde emeğin, ürünün ve hizmetin serbest dolaşımı ülkeden ülkeye, firmadan firmaya göre değişiyor.

Örneklemek gerekirse; senelerdir ürün ve hizmet dış ticareti yaptığımız Mısır'a günümüzde ihracat yapabilmek için Türk firmalarından Belçika'da bulunan belgelendirme kuruluşlarınca ürünlerine belgelendirme yapılması isteniyor. (Tıbbi Cihaz İhracatında)

ABD çelik ithalatına ek vergilendirme getirerek kendi çelik üreticilerini korumak istiyor. Bu süreçte küresel çelik üretiminin dalgalanmasını ve kendi içerisinde amansız bir rekabete tutuşmasına aldırmıyor bile.

Günümüzde ağırlıklı olarak G 20 ülkeleri tarafından uygulanan 'Komşunu fakirleştir , kendini zengin et' stratejisi olarak tanımlanan korumacılık politikaları birçok ülke tarafından tercih konusu.

Böyle bir süreçte üretmek ve küresel ekonomi değer zincirine eklenmek nasıl olacak?...

Ülkenizin izlediği dış politikalar ve uygulamaları sizin dış ticaret performansınızı da belirliyor. Salt üretmek, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine odaklanmak yetmiyor. Bu ürün ve hizmetlerin küresel dolaşımına da kafa yormak gerekiyor. Korumacı politikalara, tarife dışı engellere yönelik stratejimizin oluşturulması ve dış politikalarımızın nüvesinde yer alması gerekiyor.

Türkiye'nin otomobilini yapacak 5 babayiğitten biri olan Kıraça Holding'in bünyesindeki toplu taşıma ve ticari araç üreticisi Karsan, New York taksi ihalesi için özgün olarak geliştirdiği 'V1' kod adlı konsept tasarımı ile üç finalist arasında New Yorklular tarafından en çok beğenilen araç seçilmiş ancak ABD'de pazarında daha önceden tecrübesi olmadığı gerekçesiyle elendiği belirtilmişti!...

Bu eleme, ABD'nin kendi otomobil üreticisini korumaktan başka bir şey değildi. Düşünsenize Detroit gibi bir değere (!) sahipken Türkiye'den araç satın alacaksınız.

Benzer bir durumu raylı sistem araçları üreten bir firmamız Polonya'da kazandığı, ancak farklı farklı bahanelerle sözleşme imza aşamasına geçemediği bir ihalede yaşıyor. (Sonuçlanması sonrası konuyu sizinle paylaşacağım.)

Son yıllarda korumacılık politikalarını uygulamaya almak bakımından ABD birinciliği korur iken Rusya ikinci sırada, Hindistan üçüncü, Arjantin dördüncü sırada, Brezilya beşinci ve altıncı sırada Almanya var. İngiltere, İtalya ve Fransa ise devamında geliyor.

Türkiye korumacılık politikalarını uygulamaya almak bakımından Çin'in ardından 13. Sırada geliyor !... (¹) (Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in Davos Zirvesi'nde ticaret savaşlarından hiç kimsenin kazançlı çıkamayacağını ifade ederken 'Yerli ekonomiyi korumaya yönelik ekonomik politikalar uygulamak, tıpkı kendini karanlık bir odaya kilitlemek gibidir. Rüzgar ve yağmur dışarıda tutulabilir belki, ama içeri ışık ve hava da girmez.' Demişti!...)

Enteresan değil mi , bizim firmalarımız ABD , Rusya , Almanya , İngiltere , Fransa , İtalya hatta Çin'de bulunan firmalardan daha güçlü , daha rekabetçi bir yapıda mı?...

Ülkeye yönelik korumacılık önlemleri alabilmek için ülke ekonomisinin dış finansman ihtiyacının yüksek miktarlarda olmaması, katma değeri yüksek ürünler üretebilen bir sanayi alt yapısına sahip olunması, nitelikli, bilimsel eğitim almış genç neslin yetişmiş olması gerekiyor.

Sağlıcakla...