Ramazan ayı Kur'an ayıdır.
Müslümanlar bu ayda diğer aylara oranla Kur'an-ı Kerim ile( okuyarak, dinleyerek) daha çok meşgul olurlar.
Son yılların ramazanlarında Müslümanların oruç zevkini ve iftar saatini zehirleyen, kabusa çeviren Kur'an tüccarları ve şiddet simsarları türemiştir.
Akademik kariyerlerini fetvalarının kılıfı yapan bu şahıslara göre 1400 yıldır yanlış inanıp yanlış uygulamışız. Anlaşılan odur ki, bunlar yeni bir din ortaya koymak istemektedir.
1400 yıllık yanlışın arka planı Dört Halife hatta Asri Saadet(peygamber) dönemine kadar uzanmaktadır.
Konuşmalarını akademik kariyerlerine ve onlarca yıllık çalışmalarına dayandıranlar, yazdıkları kitapları dinin yegane açıklayıcısı olarak herkese tavsiye etmektedir.
Yazdıkları meal ile Kur'an anlaşılıyorsa, neden o kadar okuyup çalışmışlardır? Bir meal alıp dinlerini neden öğrenmediler?
Para kazanmaları ve statü sahibi olmaları için mi okudular?
'İSLAM DİNİ BARIŞ DİNİ OLDUĞUNU' söyleyenler, konuşmalarında ve mesajlarında şiddeti ön plana çıkarmaktadır.
Bu kişiler muhalefetteki siyasi parti temsilcileri gibi suçlayarak ve hakaret ederek konuşmaktadır. Bunlar barışı değil, şiddeti telkin etmektedir.
Geçmiş İslam alimlerinin kendi ve aksi görüşler için ifadeleri şöyle idi:
'İÇTİHADIMIZ/ GÖRÜŞÜMÜZ DOĞRUDUR; YANLIŞ OLMA İHTİMALİ VARDIR. AKSİ GÖRÜŞÜ SAVUNANIN(İSLAM ALİMİ) İÇTİHADI/ GÖRÜŞÜ YANLIŞTIR; DOĞRU OLMA İHTİMALİ VARDIR.'
Şimdikiler geçmişin tümünü suçlayarak savundukları görüşün yegane doğru olduğu iddiasındadırlar. Bunu yaparlarken de şiddet ve hakaret dilini kullanmaktan çekinmiyorlar.
Bu işin hukuki boyutu sayın savcılarımızı, dini boyutu ise Sayın Diyanet İşleri Başkanımızı ilgilendirir. Daha da olmazsa Sayın Cumhurbaşkanımızındır.
Eskiden korkulan ve sürekli provoke edilen Alevi- Sünni çatışması, kendi içinde Sünni çatışmasına taşınmak istenmektedir. Bugün din adına ekilen tohumların hasadı şiddet olacağının sinyallerini görüyoruz. Buna dur diyecek bir adım beklenmektedir.
İftar saatinde duanızı eksik etmemeniz dileğiyle selam ve dua ile…
